Uydu Nedir?

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan nilova
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Konuyu Yükselt

nilova

Yeni Üye
Uydu
Temel Britannica


Herhangi bir gezegenin çevresinde dolanan bir gökcismine uydu denir. Örneğin Ay Dünya'nın doğal uydusudur. Güneş siste*mindeki dokuz büyük gezegenden yedisinin uyduları vardır.
İster doğal ister yapma olsun bütün uydu*lar ana gezegenlerinin çevresinde yörünge denen bir yol üzerinde dolanırlar. Gezegenin yerçekimi (kütleçekimi) uyduları yörüngede tutar. Eğer gezegenin atmosferi varsa ve uydu gezegene bu atmosferin içinden geçecek kadar yakınlaşmışsa atmos*ferin oluşturduğu sürtünme nedeniyle uydu yavaşlar ve sonunda gezegenin yüzeyine dü*şer. Eğer bu sürtünme çok şiddetliyse uydu gezegenin çekim gücüyle düşerken bir meteor gibi yanıp yok olabilir.

Doğal Uydular

Güneş Sistemindeki uydular




Ay da içinde olmak üzere bilinen 58 doğal uydu vardır. Güneş sistemindeki gezegenler ile uydularının dökümü aşağıda verilmiştir:

Merkür: Uydusu yok.
Venüs: Uydusu yok.
Dünya: Ay.

Mars: Phobos ve Deimos.
Jüpiter: Metis Adrastos Amaltheia Thebe İo Eu-ropa Ganymedes Kallisto Leda Himalia Lysithea Elara Ananke Karme Pasiphae ve Sinope.
Satürn: Atlas Prometheus Pandora Janus Epimetheus Mimas Enkelados Tethys Telesto Kalypso Dione Helenos Rhea Titan Hyperion İapetos ve Phoebe. Henüz adlan*dırılmamış dört küçük uydusu daha vardır. İki uydusunun daha olduğu sanılmaktadır.
Uranüs: Miranda Ariel Umbriel Titania ve Oberon. Bunun dışında numaralarla tanımlanmış 10 uydusu daha vardır: 1986 UI 2 3 4 5 6 7 8 9 ve 1985 UI.

Neptün: Triton ve Nereid.
Plüton: Kharon.
1610 öncesinde Güneş sisteminde Dünya'nın Ay'ından başka bilinen bir uydu yoktu. Ama o yıl yeni bulunan teleskoptan yararla*nan İtalyan astronom Galileo Jüpiter'in dört büyük uydusunu İo Europa Ganymedes ve Kallisto'yu keşfetti (bu dört uydu "Galileo uyduları" olarak bilinir). 17. yüzyılın ikinci yarısında Satürn'le ilgili araştırmalar Titan (1655) ve İapetos'un (1671) keşfini getirdi. Uranüs'ün kâşifi olan Alman asıllı İngiliz astronom Sir William Herschel 1787'de Uranüs'ün iki uydusunu buldu; bunlar Oberon ve Titania'ydı.
19. ve 20. yüzyıllarda giderek yetkinleştirilen teleskoplarla çekilen fotoğraflar daha pek çok uydunun bulunduğunu ortaya koydu. 1970'lerin sonlarından beri dış gezegenlere gönderilen uzay araçları daha da küçük uydu*ların varlığını saptadı ve bunların fotoğrafları*nı çekti. 1980 ve 1981'de Satürn'ü 1986'da Uranüs'ü ziyaret eden ABD yapımı "Voya*ger" uzay sondaları yeni uydular keşfettiler.
Bazı küçük uydular ana gezegenin kütleçekimine yakalanmış küçük gezegenler yani asteroitler olabilir. Ama doğal uyduların çoğunun ana gezegenlerinin çevresindeki yö*rüngelerde oluştuğu ve Güneş sisteminin baş*langıcından bu yana da uydu olarak kaldığı sanılmaktadır.

Yapma Uydular
Yapma uydular insan eliyle yapılmış ve roketle fırlatılarak Dünya çevresinde yörün*geye oturtulmuş araçlardır. Bu uydular at*mosferin üst katmanlarına girerek yanana kadar ya da denetim altında yeryüzüne indiri*lene kadar yörüngede kalır. İlk yapma uydu 4 Ekim 1957'de SSCB tarafından fırlatılmış olan "Sputnik I"di. İlk ABD uydusu ise 31 Ocak 1958'de yörüngeye oturtulmuş olan "Explorer I"di. O tarihlerden bu yana genel*likle ABD ve SSCB tarafından binlerce uydu fırlatılmıştır; Fransa Çin Japonya İngiltere ve Hindistan gibi bazı başka ülkeler de yörüngeye uydu oturtmuştur.
Yapma uydular çok değişik amaçlarla geliş*tirilmiş olabilirler. Meteoroloji uydularıyla çok daha kesin hava tahminleri yapılabilmek*tedir. Bu tür uydular fırtına ve kasırgaları önceden haber verebilir. Haberleşme uydula*rı telefon ve televizyon sinyallerini aktarır ve böylece bütün olaylar dünyanın her köşesinde canlı olarak izlenebilir. Dünyadaki doğal kay*naklar konusunda değerli bilgiler veren ve ayrıca orman yangınlarının tarım ürünleri hastalıklarının ya da deniz ve göllerin yüze*yinde toplanan petrol birikintilerinin yerlerini tam olarak belirlemede yararlanılan başka uydular vardır. Birçok uydu da yalnızca aske*ri amaçlarla kullanılır. Bazıları casus uydular olarak düşman silahlarının yerleştirildiği yer*leri ve birliklerin hareketini saptayacak biçim*de donatılmıştır. Bazıları da uzun menzilli ve yüksek güçlü laserler gibi silahlarla donatılabilecek türdendir.
Uydunun işlevi yerleştirileceği yörüngenin tipini belirler. Haberleşme uyduları genellikle Dünya'nın kendi ekseni çevresindeki dönü*şüyle uyumlu biçimde dolanırlar. Bu tür bir yörünge üzerinde bulunan uydular Dünya' mn çevresindeki dolanımlarını 24 saatte ta*mamlar; bunların yörünge dolanım hızları Dünya'nın dönme hızına eşit olduğu için Dünya'nın üzerinde hep aynı noktada kalır*lar. Bazı uydular ise kutup noktalarının üze*rinden geçen yörüngelere oturtulur. Bu tür bir yörünge izleyen uydular 24 saatlik bir dönem (periyot) içinde gezegenimizin bütün yüzeyini görebilirler.
Uydular astronomi araştırmalarında gide*rek artan bir rol oynamaktadır. Gökcisimle-rince salınan pek çok ışınım türü örneğin gamma ışınları X ışınları morötesi ve kızıl*ötesi ışınlar Dünya atmosferinin içinden geçe*mez; bu nedenle bu dalga boylarında araştır*ma yapmak için astronomların yörüngeye ışınım algılayıcı aletler yerleştirmeleri gerekir. Yörüngede dolanan en başarılı "gözlemevleri"nden biri Kızılötesi Astronomi Uy*dusu (IRAS) idi. 1983 boyunca çalışan bu uydu pek çok yıldızı çevreleyen halkalar ve yeni bazı kuyrukluyıldızlar da içinde olmak üzere çok sayıda kızılötesi ışınım kaynağı keşfetti. Morötesi ve X ışını dalga boylarında*ki en ilginç Güneş gözlemlerinden bazılarını 1970'lerde "Skylab" uzay istasyonunda bulu*nan ABD'li astronotlar yaptı. İlk X ışını araştırma uydusu Aralık 1970'te uzaya fırlatı*lan ABD yapımı "Uhuru" idi. Bunun ardın*dan başka ülkelerce de X ışını araştırma uyduları fırlatıldı ve yüzlerce X ışını kaynağı*nın yeri belirlendi. İlk gamma ışını teleskopla*rı ABD'lilerin "SAS-2" ve Avrupalılar'ın "COS-B" uydularıydı. "SAS-2" 1972'de fırla*tıldı ve yedi ay kadar işler durumda kaldı. "COS-B" uydusu 1975'te fırlatıldı ve 1982'ye kadar bilgi göndermeyi sürdürdü.
 
Geri
Üst