Rainbow Projesi (Rainbow Project) - İlk Işınlanma Deneyi

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan nilova
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Konuyu Yükselt

nilova

Yeni Üye
RAINBOW PROJESİ



28 Mart 1943 ; ABD’li bilim adamı Dr Morris Jessup’ın, Einstein’ın birleşik alanlar kuramına dayanarak bir “ışınlama” deneyi yaptığı iddia edildi ‘Philadelphia deneyi” adıyla bilinen ve askeri gizlilik içersinde gerçekleştirilen olayda, 104 mürettebatlı “USS Eldridge” adlı askeri gemi, tanıkların iddialarına göre Philadelphia deniz üssünde, yeşil bir sise bürünerek yavaş yavaş “kayboldu” ve kısa bir süre sonra 640 km ötedeki Norfolk deniz üssünde ortaya çıktı
Deney ile ilgili medyatik ciddi araştırmalar, 1980′de PHİLADELPHİA DENEYİ’ni perdeye getiren filme izin verildikten sonra başladı Daha öncelerde, kamuoyuna göre olay sadece saçma bir söylentiydi Charles Berlitz ve William Moore’un ortak yazdıkları kitap bir fantazi olarak kabul görmüştüAma deney ile ilgili kuşkular hala sürmektedir, nedeni anlamsız bir söylenti dahi olsa aşağıda okuyacağınız olaylar dizisi, şaşırtıcı, düşündürücü ve gerçekçidir
Philadelphia Deneyi günümüz şartları gözönüne alındığında daha etkin ve düşündürücü bir iddiadır,olayda adı geçen bir avuç insandan geriye hemen hemen kimse kalmadığından kesin doğrulanma için ABD gizli arşivlerinin açıklanması gerekmektedir Fakat, film için devlet tarafından zor izin verilmesi kuşku uyandırmakta ve dikkatleri yoğunlaştırmaktadırYaşamını Philadelphia Deneyi’ni araştırmaya adayan ve bir de “A-Z’ye Philadelphia Deneyi” adlı kitabı yazan Alfred Bielek bize tüm olanları anlatırken, “neredeyse delirme noktasına geldiğini söylüyordu;Philadelphia Deneyi tasarlanırken amaç çok güçlü bir elektromanyetik alanın sağlanarak gemilerin görünmez olmaları ve bu sayede top mermilerinden ve denizaltıların atacakları torpitolardan korunmasıydıHatta daha sonra,görünmezlik alanını bir benzerinin denizde değil, havada oluşturarak önemli üslerin görünmesinin engellenmesi de düşünülmüştü

“EVRENSEL ZAMAN SAATİ”

Deneyin resmi ve bilimsel adı “PROJECT RAİNBOW” (Gökkuşağı Projesi)idi Gökkuşağı Projesi, iddialara göre IIDünya Savaşı sırasında küçük destroyer tipi bir savaş gemisinin başından geçtiOlayın yeri Philadelphia Deniz Üssü’ydü amaç ise gemiyi düşmanın fark etmemesi için görünmez yapmaktıProjeye göre, fikir orjinaldi ve düşman radarları hiç fark etmeden gemi istenilen yerde birden ortaya çıkacaktıBilimsel tanımın adı;OPTİKAL GÖRÜNMEZLİKTİ; özel bir sistemle veya jeneratörle oluşturulan çok güçlü manyetik bir alan gemiyi saracak, ışınları veya radar dalgalarını büker yada kırarken gemi görünmez olacaktı Düşüncesi dahi bir mucizeye benziyordu ve iddialara göre de Gökkuşağı Projesi başarılı olmuştu Yani gemi fiziksel olarak kaybolmuş ve tekrar geri dönmüştü Tanıklara göre geminin üzerini bir pelerin gibi saran manyatik alan görevini yapmıştı Fakat ana hedef geminin kaybolduğu yerde değil, bir başka yerde ortaya çıkmasını sağlayabilmekti yani daha yaygın bir deyimle “ışınlama” yapılmalıydı
wpe45jpg (2707 bytes) wpe46jpg (2947 bytes) wpe47jpg (2490 bytes)
Philadelphia Deneyi’nin temelinde düşünce olarak Albert Einstein’ın ”Çekim ve Elektriklenmede Birleşik Alan Kuramı” vardır Bu teori bu konuyla ilgili kişilerce “Elektronik kamuflaj” olarak tasarlandıEinstein, bu teorisi 1925-27 arasında Almanya’da bir bilim dergisinde yayınlandıFakat Einstein,bu teoriyi daha denememiş ve daha tam anlamıyla geliştirmemiştiO zamanlardaki amaç, çok güçlü elektromanyetik alanın yapılarak gemilerin görünmez olmaları ve düşman kuvvetlerine karşı korunmasıydıHatta bu olayı havada oluşturarak üslerin görünmesinin engellenmesi de düşünülmüştüBu deneyin çalışmaları 1930 yıllarda “Project Rainbow”ismiyle başlatıldıBaşlatıldığı yer ise Chicago Üniversitesidir 1 yıl sonrada bu çalışma PrincetonÜniversitesinde devam ettirildibazı bilim adamları bu projede zaman zaman yer aldılarBunlar Einstein, Dr Johnvon Neumann ve Dr Nikola Tesla’dırDr Alfred Bielek her 10 yılda bir Ağustosun 12’sinde manyetik enerji alanının tekrar oluştuğunu öne sürüyordu1943′ten sonra 1963 ve 1983′te aynı olay olmuştu sebebi ise “Senkronizasyondu” Enerji alanları tekrar toplanıyor, dalgalanarak ortaya çıkıyordu, fakat bu alanlar karmaşıktı Neumann, 1986′da ölen Bielek’in anılarından yazdığına göre bu olayları doğrulamıştıİfadesi teyp bantlarında vardı Oluşturulan büyük enerji, doğru açıda sekronize edilirken birden kontrol dışına çıkmış ve “Yönsüz dalgalar’a” dönüşmüştü Bunun sonucunda ortaya alışılmadık etkiler çıkmaya başlamıştıSenkronize dalgalar zamanı büküyor ve etkiliyorduBir diğer ilginç yaklaşım, Wisconsin Üniversitesi Matematik Profesörü olan Henry Levenson’dan gelmiştiBu fikre göre zamanın merkezi bir alanın çevresinde yoğunlaştığını ve bir “Zaman Saati” oluşturarak, tüm varoluşun gerçekleştiği ve gerçekleşeceği şifrelerle çalıştığını söylüyordu; Dediğine göre “Şifrelerin içinde yaşayan herşey vardır, dünyadaki bütün maddesel varoluş dünya saat ve zamanına göredir;dünya, Güneş saatine göre, Güneşde galaktik saate göre ayarlıdırEğer zaman kilidi yüksek ve güçlü bir enerji alanı ile bozulursa, ortaya çeşitli zaman ve mekan dengesizlikleri çıkarTaki zaman yeniden kendini tamir edip yeniden dengesini bulanadek”
BİLİM ADAMI DR MORRİS K JESSUP’UN ESRARENGİZ ÖLÜMÜ
Olaylar 1943 yılı haziran ayında başladıGeminin adı USS Eldridge’di, DE 173 bir koruma destroyeri olarak sınıflandırılmıştı Bir görgü şahidine göre,75 KVA gücündeki iki dev jeneratör geminin ön top taretlerinin altına monte edildi, buradan geminin güvertesine 4 manyetik ışın yayılacaktı 3 RF vericisi ( Herbiri iki megavat CW gücündeydi ve onlarda güverteye monte edilmişti),3000 adet 6L6 güç artırıcı tüp,iki jeneratörün oluşturduğu gücü yayacaklardı, özel senkronizasyon ve modülasyon devreleriyle diğer ekipman,oluşan kütlesel elektromanyetik alanları kullanılırlığa indirgerken, kırılmış ışınlar ve radyo dalgaları gemiyi saracak ve sonuçta gemi düşman gözlemcileri için görünmez olacaktıUSS Eldridge adlı destroyer, Philadelphia Deniz üssü’nün önünde biraz açıkta duruyordu, gözlem gemisi olarak da SS Andrew Furuseth isimli bir şilep seçilmiştiİşte iddialara göre Philadelphia Deneyinin ortaya çıkmasını sağlayan insan bu geminin personelinden bir gemicidir Bu kişi Carl M Allen imzasıyla, 1950 yılında Dr Morris K Jessup’a garip mektuplar gönderdi ama zarfın üzerindeki isim Carlos Miguel Allende’ydi,Mektupta yazılanlara göre Allende veya Allen, olayları baştan sona seyretmiş gibiydi,Jessup adres olarak verilen posta kutusuna mektup yazarak ayrıntı istedi ve bir mektup daha geldi; bu Allen, anlattıklarını kanıtlamak için hipnoz, sodyum pentatol ( bilinci uyuşturarak iradeyi kran doğruyu söyleten bir ilaç )ve teyp kaydı istiyor,olayın etkin bir biçimde açıklanması halinde insanların böyle bir nakil sistemiyle yıldızlara dahi gidebileceğini yazıyordu
Image372jpg (14860 bytes)
-USS Eldridge gemisinde kullanıldığı iddia edilen jenaratör-
Jessup ise bu kişinin tanıklık iddialarından en azından bir tanesinin doğru olabileceğini söylüyorduAslında Jessup, matematikçi ve gök bilimciydiAstro-fizik alanındaki
çalışmaları nedeniyle Felsefe Doktoru ünvanını almıştıİnkalar ve Mayalar’la ilgili çalışmalar yaptı Bermuda üçkeni ve UFO konularında tezler yayınladıİkinci mektuptan sonra Jessup, Deniz Kuvvetleri’nden bir davet aldıDeniz Kuvvetleri Araştırma Bürosu’na gittiğinde eline bir kitap verildi ve kitap kendi yazdığı kitaptı, bir yıl önce Büro’ya postayla yollamıştı”THE CASE FOR THE UFO” adlı kitap taslağını Deniz Kuvvetleri’nden Amiral N Furt’a yollamıştı ama Amiral haberinin olmadığını söylüyordu
Kitabın sayfaları üç değişik yazıyla yazılmış ve notlar alınmıştı,Dr Jessup yazılardan birisinin Alle’nin yazısının aynı olduğunu fark ettiNotlar sanki dünya dışı birisinin gözlemi olarak yazılmış gibiydi, binlerce yıl önceki uygarlıklardan söz ediliyor, dünyaya gelen uzay araçları tarif ediliyordu, sonunda ise Güç alanlarından, bir maddenin nasıl kaybolup, nasıl ortaya çıkarılabileceği ve 1943′te philadelphia’da yapılan deneyden söz ediliyordu Normalde, saçma olarak tanımlanması gereken bu kitap, nedense ABD Hükümeti tarafından Pentagon’da üst düzey belli yetkililere özel olarak dağıtıldıCarlos Miguel Allende veya Carl Meredith Allen yani Dr Jessup’a mektup yazıp,deneyi anlatan kişi kimdi? Neden mektubu yazdıktan sonra kayboldu ve öyküsünü neden basına yollamadı? ABD Hükümeti, Jessup’un üzerinde notlar bulunan kitabıyla neden bu kadar ilgilendi?1959 Nisan’ında Jessup, arkadaşı doktor Mason Valentine’i arayarak Deney ile ilgili kesin sonuçlara ulaştığını anlatarak ertesi gün buluşmalarını istedi, 20 Nisan akşamı yemekte buluşacaklardı ama bu yemek gerçekleşemediBuluşacakları gece, Miami’de Hammock Parkı’nda DrMorris K Jessup, arabasında ölü bulundu, polis raporlarına göre arabasında ekzoz gazıyla intihar etmişti ve söz konusu notlar ortada yoktuArkadaşları Jessup’un asla intihar edecek biri olmadığını söylediler,Valentine ise Jessup’un hastaneye götürüldüğünde hala sağ olduğunu öğrendiğini iddia etti fakat bunlardan bir sonuç çıkmadı ve olay kapandı Acaba öyle miydi?Jessup’un Philadelphia Deneyi ile ilgili çalışmalarına ne olmuştu? Bu çalışmalar kimleri,neden rahatsız etmişti? Bu gizem hala çözülmüş değilYoksa böyle bir oyunla Jessup kendisine mektup yazan kişi Allen tarafından veya başka güçlerle intihar süsü verilerek notlarıyla birlikte bir yeremi götürülmüştü?


DENEY BAŞLIYOR

Tanığa göre, deney 22 Haziran 1943′te sabah saat 0900′ da jeneratörlere güç verilerek başlatıldıManyetik alan oluşuyordu; sonra yeşilimsi bir sis gemiyi örtmeye başladı ve USS Eldridge kayboluyordu; Olayın tanığı şöyle devam ediyor;”Bir an sadece geminin çıpasını görebildim, sonra oda kayboldu, ortada artık ne sis ne USS Eldridge vardı; bomboş denize bakıyorduk, bizim gemide bulunan üst rütbeli subaylar ve bilim adamları korku, dehşet ve heyacan içinde nefeslerini tutarak bu inanılması güç başarılarını seyrediyorlardıGemi ve mürettebatı hem radarda hemde gözlerimizin önünde yok olmuştuHer şey planlandığı gibi yürüyordu, 15 dk sonra emir verildi ve jeneratörlerin
şalteri kapatıldı Önce hiç bir şey olmadı, arkasından yeşil sis tekrar ortaya çıktı ve USS Eldridge yeniden görünmeye ve ortaya çıkmaya başladı ama gemi nereye gitmiş ve nereden geliyordu?
Sis azalırken, birşeylerin tuhaf gittiğini hissediyordukHemen gemiye yanaştık, ilk önce mürettebatın çoğunun geminin yanından sarkıp kustuklarını gördük,diğerleri ise geminin güvertesinde şaşkın şaşkın dolaşıyorlardı,sanki hiç birinin bilinci yerinde değildiYetkili ekipler gemiye girerek bütün mürettebatı kısa süre içerisinde uzaklaştırdılar ve yerlerine hazır bekletilen yeni bir mürettebat aldı Bir iki gün sonra, yeni bir deneye daha karar verildiGemi istenilen radar görünmezliğine ulaşmıştı, donanım değiştirildi ve 28 Ekim 1943′te deney yine aynı gemide tekrarlandıJeneratörler çalışmaya başladıktan hemen sonra Destroyer hemen hemen görünmezlik çizgisine ulaşmıştı, sadece burnu ve arkası görülüyor, arada ise bazı çizgiler belli belirsiz seçiliyordu Sonra sadece su üzerinde tekne boyunda bir çizgi kaldıBir iki dakika sonra mavi bir ışık parladı ve o çizgide yok oldu Şimdi gemi tamamen yokolmuştu Bir kaç dakika sonra millerce uzakta Norfolk’ta ortaya çıktı Göründükten biraz sonra bilinmeyen bir nedenle yine kayboldu ve Philadelphia’da tekrar ortaya çıktı Bu kez durum çok ciddiydi, tüm mürettebatın başı beladaydı
Bazıları yok oldu ve bir daha geri dönmedilerBu olayın en korkunç bölümü ise beş tane denizcinin geminin eriyen ve sonra yine katılaşan metal levhalarının içinde kalmalarıydıBu çok feci bir durumdu Denizcilerin birisi kurtuldu fakat bir daha eski haline dönemediAklını tamamen yitirmişti ama yapacak hiçbir şey yoktuBazılarının psişik yetenekleri gelişmişti, sokakta yürürken kaybolan ve yine ortaya çıkan insanlar vardı Manyetik alanın içinde kalan mürettebattan kaybolanlar ancak birisinin yüzüne ve eline dokunulmasıyla görünür hale geliyorlardı, yani dokunmanın giysinin olmadığı bir yere yapılması gerekiyordu “Donma” adı verilen bu olay saatlerce, günlerce sürebiliyordu, hatta bir tayfa tam altı ay donmustu ve altı ay sonra kurtarılabilindi Elektronik kamuflaj başladıktan sonra geminin ve mürettebatının bütünüyle kaybolup,çok uzak bir yerde ortaya çıkıp ve sonra yeniden geri dönmesine neden olan neydi? diyor olayın tanığıPhiladelphia deneyi hakkında ”gemi” nasıl Norfolk’a gitti? Neden yine Philadelphia’da bir yere gitmedi? Levenson’un “Zaman Kilitleri”mi neden olmuştu?
Biz bir zaman dizisi içerisinde yaşıyoruz her hareketimizde bir an geçiyor ve zamanı olmadan süregelen uzayla çevriliyiz Uzay-Zaman içinde bir yerde, bir an için var olduğumuzda, oluşan zaman karesi yani o anın resmi, lokal uzay / mekan koşulları gereğince yakalanır ve dünyadan çıkarak güneş sistemine yayılır ama uzaya gitmez ve Güneş sisteminin çevresinde yörüngeye girer Bu “Işınlanma” gibidirYani her hareketimizin bir resmi çekilip, uzaydaki albümde yerini almıştırBu sonsuz zaman resimleri veya dilimleri Yaradılıştan beri vardırYani dünya zamanı içinde değilde,uzay zamanı içinde geri dönüp tüm resimleri görebilirizBu oluşumun diğer koşulu bugünün emilme özelliğidir,içinde bulunduğumuz an bir balon gibi şişerek holografik bir görüntü oluşturur; bu tekbir anlık resimlerin biriktiği bir alandır ve özel bir uzay alanındadır Yani o alanda bu an geçmişdeki tüm anlar vardır; işte USS Eldridge’nin Norfolk’ta ortaya çıkmasının nedeni geçmişinde orada bulunmasıdır; çarpılan uzay-zaman alanında geminin geçmişte orada bulunduğu anı resmi ortaya çıkmış ve gemi görünmüştürYani o anda hem Philadelphia’da hemde Norfolk’tadırEğer zaman alanını yeterince bozabilirsek,bir yerde görünebilir,dünya-zamanda değil, uzay-zamanda yer değiştirmiştir Sebebi daha önce oradaydıEğer olay sırasında ve transfer tamamlanmadan önce birisi enerjiyi durdursaydı, madde parçacıkları ışınlanarak emilecek kaynağına doğru yani geriye vakumlanarak bu andaki orjinal yerine dönecekti İki tane balon düşünün;birisinin içinde Philadelphia’da USS Eldridge bulunsun; Diğer balon ise Norfolk’ta ama içi boş;Bu boş balonda madde olmayan holodrafik görüntü beliriyor ve bu görüntü geçmişte bir yerde olan uzaysal bir imajGeçmişteki her zaman resmi bir holografik bir imaj balonu olarak vardır,Bunu bir çizgi filmin kareleri olarakta düşünebilirsiniz Bu resim dizisi her varolan her şey için oluşmaktadır Eğer biz Philadelphiya’da bulunan USS Eldridge’nin kendisinin bulunduğu dolu balonu sıkıştırırsak,Norfolk’daki boş balona giden maddi bir bağlantı koridoru yada madde tüpü oluştururuzYani imaj gemiye doğru…
Philadelphia Experiment (Philadelphia Deneyi) filminden bazı ilgi çekici sahneler: Resimlerde geminin yoğun manyetik alanlar içinde bir HYPER uzaya ( hyperspace) doğru geçişi görülmektedir
Bu noktada, kaynağın dörtte biri boş, hedefin dörtte üçü doludur, işte tam bu anda birisi balonu sıkıştırmayı durdurursa ne olur? Işınlanmış madde dalgalar halinde geri dönerek orjinal uzaysal alanına geri döner yine vakum yaparak balonunu doldurur Basınç yani sıkıştırma enerjisi “Yüksek şiddette titreşen manyetik alanlar” transferden önce serbest kalmıştır Sonuç dalgaları dev bozucu veya distortional etkiler yaratarak kütleyi alanında hacimsiz bırakırlar Canlı organizmaların kayıt alanındaki etkileri kağıt gibi incedir, dalga yerini alırken tüm dalgaların kaydı sırasında kurbanlar hayalet kayıtlara dönüşürler Bu bio-plazmik alanın bozulması ciddi fiziksel sorunlara yol açabilir; Bu olasılık öldürücü ve şaşırtıcıdır ama yapacak bir şey olamaz,Eğer amaç görünmezlikse, çeşitli tanım ve yorumlar getirebilir Ama niçin gemi suya batmamış ve ya karada bir kentin ortasında belirmemiştir sorusunun cevabı yukardadır, zira geçmişin resimlerinde bunlar yoktur Ve negatif sonuçlara göründüğü kadar bakılırsa, deneyde yanlış giden birşeyler vardırAma bunlar nelerdir?
Philadelphia Deneyi bu bilimsel anlatımlardan sonra bugün 1943′te olduğundan daha güncelYeni kaynaklardan yeni ayrıntılar öğrenilmekte ,başka bir iddiaya göre projede görev alanların beyni yıkanarak, gördüklerini unutmaları sağlanmıştı Fakat yıllar sonra anılar geri gelmeye başladığı için yaşayan tanıklar konuşmaya başladılar Bielek bu yeni iddialardan kitabında söz ediyor
Philadelphia deneyi ile ilğili bazı sorular:



Philadelphia Deneyi, 1943 yılında gerçekten USS Eldridge adlı bir destroyerde
veya başka gemide mi yapıldı? Bu gemiye ne oldu?


Gerçekten göz açıp kapanıncaya kadar koca bir destroyer 640 km uzağa gidip geldimi?



Her iki deneyde yer alan mürettebata ne oldu? Şimdi neredeler ve 54 yıl sonra hala yaşayanlar varmı?



İçlerinden hiçbirisi ortaya çıkıp, olayı neden anlatmadı?


Nasıl olduda ABD Deniz Kuvvetleri, böylesine önemli bilimsel adımı 50 yıl saklayabildi?



Böylesine korkunç bir sonuca ulaşan bu teknoloji nasıl bir şeydi?



Einstein’in “Birleşik Alan Kuramı” gerçekmiydi?



Peki bu kuram geliştirilip, tamamlanmışmıydı?



Bu gün Philadelphia Deneyi ile ilgili dosyalar hangi kapalı kapının ardında saklanıyor?


Dr Valentine, Charles Berlitz’le yaptığı röpörtajda şöyle diyordu;Bence Philadelphia Deneyi bilinen ve alışılmış yollarla açıklanamaz Bazı bilim adamları atomun temel yapısının, madde parçacıklarından değil, elektromanyetik alanlarda oluştuğu görüşündelerBu çok karmaşık enerji alanlarının birbirlerini etkilemesi olayıdır Eğer böyle bir evrenin içinde maddenin katlı fazları bulunmasaydı, şaşılırdıBu fazların birisinden birisine geçilmesi bir yaşamdan ötekine geçmeye benzer Boyutlar arası değişmedir yani dünyalar içinde dünyalar olabilir Manyetik alanların karıştırıcı olarak değişimler yaratabileceğinden kuşkulanılıyordu Maksatlı olarak, olağan dışı manyetik koşullar yaratılması hem fiziksel, hemde yaşamsal olarak maddenin fazını değiştirebilir Bu durumdada, bağımsız bir varlık olmayan ama içinde bulunduğumuz yaşama benzer belirli bir madde / zaman / enerji boyutunun bir parçası olan zaman faktörünü’de çarpıklaştırır Kısacası deney olasıdır
Philadelphia Deneyi isimli filimden bazı sahneler:
Berlitz’e göre Philadelphia deneyi’nin yapılıp yapılmadığı belli değildir ve şu an için kanıtlanamaz ama kavram olarak geçerlidirÇünkü Einstein’ın ”Birleşik Alan Kuramı” tarafından desteklenmektedirEğer deney yapıldıysa, söylentilerin ardındaki gerçek tanıklar susmaktadırlar ve belkide Türkiye’de de yayınlanan ”Yok Oldu”( Thin Air) kitabında anlatıldığı gibi çıldıran ve inanılmaz değişimler gösteren mürettebatın çoğu ölmüş veya gizli bir yerde ölümü beklemektedirVe belkide bir gün üzerinde ”çok gizli” yazılı bir dosyanın açılma zamanı gelecek karanlıklar aydınlanacaktır
Gökkuşağı Projesi/ project Rainbow
Amerikan donanmasına ait, USS Eldridge adlı 1240 tonluk bu gemi, 1951′de Yunan donanmasına katılana kadarki hizmet yaşamında ilginç bir deneyim yaşadı
1943 kışında, USS Eldridge, dünya savaşında başarı kazanmak için çeşitli yöntemler geliştirmeye çalışan donanma tarafından Gökkuşağı Projesi adı verilen teknik bir deneye maruz bıraklıldı
Philadelphia Deneyi olarak ta bilinen bu deneyde gemi, elektromanyetik alan üreten bir düzenekle çevriliyor ve güçlü jeneratörlerden verilen akımla bu manyetik alan içinde etki altına alınıyor
Resmi açıklamaya göre amaç, geminin olağan manyetik alanını yok ederek elektromanyetik tetikleme ile çalışan mayınlardan etkilenmesini önlemek
Resmi olmayan iddialara göre asıl amaç, radarda görünmezlik hatta optik görünmezlik sağlayacak şekilde bir manyetik alan yaratmak ve geminin yansıttığı ışığı eğmek
Fakat akım verildiğinde beklenmedik gelişmeler yaşanıyor ve gemi tamamen yok oluyor Akım kesildiğinde gemi yeniden beliriyor Deney esnasında geminin başka bölgelerde aniden belirip yok olduğuna dair ihbarlar ortaya çıkıyor Deney sonucunda gemi personelinin çoğunun kaybolduğu, aklını yitirdiği ya da bedenlerinin kısmen geminin dokusu ile birleşmiş olduğu görülüyor Bu bilgiler tahmin edileceği gibi resmi olarak yalanlanıyor Gemi 1951′de yunan donanmasına devrediliyor 1990′lara kadar orada hizmet veriyor
 
Geri
Üst