Peygamber Efendimizin Hayatından Bazı Olaylar

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan nilova
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Konuyu Yükselt

nilova

Yeni Üye
Peygamber Efendimizin Hayatından Olaylar


Peygamber Efendimizin Hayatından Kısa Olaylar
PEYGAMBERİMİZ (SAV) SAHABELERİNE ŞAKALAR YAPAR, ONLARLA BİRLİKTE GÜLERDİ

Sahabelerin aktardıkları olaylardan anlaşıldığı gibi, Peygamber Efendimiz (sav) hem ailesi hem de sahabeleri ile sık sık şakalaşır, onların yaptıkları esprilere güler ve onlara güzel isimler veya lakaplar takardı. Ancak, her konuda olduğu gibi şakalaşma konusunda da Peygamberimiz (sav) çok ince düşünceli, vicdanlı ve anlayışlı davranırdı. Peygamberimiz (sav)'in şakalar konusunda ashabına verdiği tavsiyeler şöyle özetlenebilir:

- "Ben şaka yaparım ama sadece doğru olanı söylerim"
- "Bir Müslümanın kardeşini korkutması helal değildir"
- "Kardeşinle münakaşa etme, alaya alarak onunla şakalaşma."
- "Başkalarını güldürmek için yalan söyleyene yazıklar olsun."
- "Kul, şaka da olsa yalan söylemeyi, doğru da olsa münakaşa etmeyi bırakmadıkça iyi bir mümin olamaz."
- "Şaka da olsa yalan söylemeyin."175

PEYGAMBERİMİZ (SAV)'İN SEVGİ KONUSUNDAKİ TAVSİYELERİ

Peygamber Efendimiz (sav)'in özellikle üzerinde durduğu en önemli konulardan biri, müminlerin birbirlerini hiçbir çıkar gözetmeden, içten bir sevgi ile sevmeleri ve birbirlerine karşı kin, öfke ve kıskançlık gibi kötü hisler beslememeleriydi. Peygamberimiz (sav) hem bu konuda müminlere en güzel örnek olmuş, hem de onlara sık sık bu konularda tavsiyelerde bulunmuştur.

Allah bu konu hakkında Kuran'da şöyle buyurmaktadır:
İşte Allah, iman edip salih amellerde bulunan kullarına böyle müjde vermektedir. De ki:

Ben buna karşı yakınlıkta sevgi dışında sizden hiçbir ücret istemiyorum." Kim bir iyilik kazanırsa, biz ondaki iyiliği arttırırız. Gerçekten Allah, bağışlayandır, şükredene karşılığını verendir. (Şura Suresi, 23)

Peygamber Efendimiz (sav)'in sevgi, dostluk ve kardeşlik hakkındaki hadis-i şeriflerinden bazıları ise şöyledir:

Mümin kendisi için sevdiğini kardeşi için de arzular.176

Hediyeleşin, birbirinizi sevin. Birbirinize yiyecek hediye edin. Bu, rızkınızda genişlik hasıl eder."177

Birbirinizi kıskanmayınız, birbirinize kin tutmayınız, birbirinize çirkin sözler söylemeyiniz, birbirinize sırtlarınızı dönmeyiniz, kiminiz kiminizi arkasından çekiştirmesin. Allah'ın kulları kardeşler olunuz."179

Sizden önceki toplumların derdi size de bulaştı: Haset ve kin. Kin beslemek kökten kazıyan şeydir. Allah'a yemin ederim ki iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olamazsınız. Size birbirinizi seveceğiniz bir şeyi haber vereyim mi? Aranızda selamı yayın."180

En büyük şehadet:

Şamdan iki hristiyan alimi gelmişlerdiMedine'yi gördükleri zaman,biri diğerine: "Bu kasaba ahir zaman peygam- berinin kasabasına ne kadar benziyor" dedi Sonra Rasulullah(sav)'ın huzuruna geldiklerinde,O'nu hususi sıfat- larıyla tanıdılar Allah Rasulune: "Sen Muhammed'sin " dediler Rasulullah (sav)'da : " Evet" buyurdular "Hemde Ahmet'sin dediler Rasulullah yine: "Evet" buyurdular Bunun üzerine dediler ki: "Biz sana bir şey soracağız" Rasul "sorunuz" buyurdu "Bize Allah'ın kitabında en büyük şehadeti haber ver" Bunun üzerine peygamber şu ayeti okudu: "Allah kendisinden başka ilah olmadığına şahittir,bütün meleklerle ilim uluları,adalet ve hakkaniyetle durarak şahitdirler O Aziz ve Hakim olan Allah'tan başka ilah yoktur"(Al-i İmran 18)
Kefaret:

Adamın biri Rasulullah(sav)'a gelerek "Ya Rasulullah,mahvoldum!" dedi Rasulullah " seni mahveden nedir?" diye sordu Adam: "Ramazanda gündüz vakti hanımımla cinsi münasebette bulundum" diye cevap verdi -Bir köle azat edecek kadar mal bulabilir misin? Adam " hayır" dedi -Peşpeşe iki ay oruç tutabilir misin? Adam "hayır " dedi -Altmış miskine yedirecek kadar erzak bulabilir misin? Adam "hayır" dedi ve oturdu Rasulullah ona hurma yaprağından örülmüş,içinde kefaret miktarınca hurma bulunan bir zembil getirdi "İşte bunu al,sadaka olarak dağıt" dedi Adamda " Bizden daha yoksul birine mi vereceğim? Allah'a and olsun ki,bu iki kara taşlı yerin arasında bu hurmalara bizden daha muhtaç bir aile yoktur" dedi Bunun üzerine Rasulullah ön dişleri görününceye kadar güldü ve: Git de onları çoluk çocuğuna yedir" dedi

Cennet'e götüren amel:

Muaz İbni Cebel anlatıyor: Bir seferinde,Peygamber Aleyhisselamla beraberdim Bir gün yakınında sabah etmiştim Yürüyorduk: "Ya Allah'ın Nebisi! Bana bir amelden haber ver ki beni cennete koysun,cehennemden uzaklaştırsın" dedim Buyurdular ki: "Büyük bir şey sordun Mâmâfih o,Allah-u Tealanın müesser kıldığı kimseye kolaydır Allah'a ibadet edersin,O'na hiç bir ortak koşmazsın,namaz kılarsın,zekat verirsin,ramazan orucunu tutarsın,haccedersin Allah Rasulu şöyle devam ettiler: "Sana hayrın kapılarını göstereyim mi? Oruç kalkandır,sadaka günahı söndürür Gecenin göbeğinde adamın namazı Ve Rasulullah şu ayetleri okudular: "Görsen o vakit ki mücrimler,Rabb'lerinin huzurunda başlarını eğmişler:Ey Rabbimiz!gördük, dinledik Şimdi bizi geri çevir,iyi bir amel işleyelim Zirâ yakinen bildik derler Eğer dilemiş olsaydık her nefse hidayet verirdik Fakat,Ben'den şu söz hak oldu: Elbet ve elbet cehennemi cinlerden ve insanlardan dolduracağımO halde,tadın unuttuğunuz için bu gününüzün çatmasını İşte biz de seni unuttuk Yapıp durduğunuz işler yüzünden tadın ebediyet azabınıBizim ayetlerimize öyle kimseler iman ederler ki,onlarla kendilerine nasihat verildiği vakit secdelere kapanırlar ve Rabb'lerine hamd ile tesbih ederler de kibirlenmezler" (secde 12-15)

Allah'ın merhameti:

Hz Ömer anlatıyorBir gün Rasul Ekrem esirler arasında çocuğundan ayrılmış bir kadın gördü Kadın çocuğu- nun hasretinden rast gelen çocuğu kucağına alıyor,onu sevip emziriyordu Rasul-i ekrem ashabına: "Hiç bu kadın çocuğunu ateşe atar mı " diye sordu Ashab "asla " cevabını verdi Bunun üzerine Rasul-i ekrem : " O halde biliniz ki;Allah'ın kullarına merhameti,bu kadının çocuğuna merhametinden daha fazladır" buyurdu
Kötü konuşana karşı
Bir gün bir adam Allah Rasulünün huzurunda Hz Ebubekir'e küfretmişti Hz Ebubekir cevap vermemiş,adam üçüncü defa küfredince Oda cevap vermiş Bunun üzerine Allah Rasulü oradan kalkıp gitmişler Hz Ebubekir üzgün ve kırgın Rasulullah'ın yanına varmış ve demiş ki: "O bana küfrederken oturuyordunuz Ben ona cevap verince kalktınız ve gittiniz " Rasulullah şöyle buyurmuşlar: "Bir melek senin adına ona cevap veriyorduSen karşılık verince,o melek gitti ve yerine şeytan geldi Şeytan gelince de ben orada oturamadım" Bunun üzerine şu ayet-i kerime indi: "Allah fena sözün açıklanmasını sevmez,ancak zulme uğrayanlar başkadır Allah işiticidir,bilicidir Bir hayrı açıklar veya gizlerseniz yahud bir kötülüğü affederseniz,şüphe yok ki Allah çok afedicidir Çok güçlüdür" Bir başka rivayetde; bir kavme bir misafir gelmiş,yemek vermişler Fakat şikayet etmiş Şikayetinden dolayı da azarlanmış Bunun üzerine yukarıda ki ayet inmiştir Bu da gösteriyor ki, hakkına riayet edilmeyen misafir,mazlumlar sınıfından sayılır

PEYGAMBERİMİZ (SAV) GÜLER YÜZLÜYDÜ VE GÜLER YÜZLÜ OLMAYI TAVSİYE EDERDİ:
Peygamber Efendimiz (sav), üzerindeki ağır sorumluluğa ve karşılaştığı türlü zorluklara rağmen, son derece tevekküllü, teslimiyetli ve huzurlu bir insandı. Hayatının her anında imanın neşesi ve şevki içindeydi. Hem bu imani neşesi, hem de güzel ahlakı nedeniyle daima güler yüzlü ve candan bir tavrı vardı. Sahabeler, Peygamberimiz (sav)'in bu halini şöyle anlatmaktadırlar:


Hz. Ali (ra): "Onun güler yüzlü oluşu ve herkese nazik davranışı adeta onu halka bir baba yapmıştı. Herkes onun katında ve nazarında eşit idi."156


Allah Resulü daima güler yüzlü, yumuşak huylu idi...157


"Allah Resulü... halkın en çok gülümseyeni ve en neşelisi idi."158
Peygamberimiz (sav) ashabına da güler yüzlü olmalarını tavsiye etmiş ve şöyle demiştir:


"Sizler insanları mallarınızla memnun edemezsiniz, onları güzel yüz ve güzel huyla hoşnut edersiniz."159

Allah Teala kolaylık gösteren ve güler yüzlü kişiyi sever."160

PEYGAMBERİMİZ (SAV)'İN SAHABELERİ İLE OLAN İLİŞKİSİ VE SOHBETLERİ

Peygamberimiz (sav), çevresindeki Müslümanlarla çok yakından ilgilenirdi. Onların her birinin imanını, tavrını, temizliğini, neşesini, sağlığını yakından takip ederdi. Her birinin eksiklerini, ihtiyaçlarını gözetir, temin edilmesini sağlardı. Onlarla olan sohbetlerinde ise, onları çok hoş tutar, gönüllerini alırdı. Sahabeler yanından neşe ve huzur içinde ayrılırlardı.
En yakınlarından biri olan Hz. Ali (ra), Peygamberimiz (sav)'in sohbetlerindeki ortamı ve sahabeleriyle olan ilişkisini şöyle açıklamıştır:


"Resulullah insanların eli en açık, gönlü en geniş ve şivesi en düzgün olanı, yüklendiği işi en iyi şekilde ifa edeni, en yumuşak huyluları ve sohbeti en güzel olanıydı. Onu tanıyıp sohbetinde bulunanlar ona severek sokulurdu. Onu niteleyen: 'Ondan önce de ondan sonra da onun gibisini görmedim' derdi. Ne zaman kendisinden bir şey istense onu mutlaka verirdi."161


"(Birlikte) oturduğu kimselerin her biriyle ilgilenir, farklı muamele ettiği izlenimi vermezdi. İhtiyacını gidermesi için onunla oturan veya onu ayakta tutan kimseye karşı sabırlı olur, o kişi ayrılmadıkça kendisi onu terk edip ayrılmazdı."162

Ashabını özler, (göremediği zaman) sorardı. İnsanların durumlarının nasıl olduğunu, işlerinin ne alemde olduğunu da sorardı. Güzele güzel, çirkine çirkin derdi."163

Daima doğruların yanındaydı, başkasını kabul etmezdi. Yanına geçici olarak girerlerdi, çıktıklarında mutmain olarak çıkarlardı. Yanından birer delil ve kılavuz olarak çıkarlardı."164

Gelen yabancıların aşırı ve mantık dışı davranışlarını sabırla karşılardı. Ashab bazen buna kızarlardı da o onları teskin eder, şöyler derdi: "böyle kimseleri gördüğünüzde onu irşad edin!"165

Kimsenin sözünü kesmez, bitirinceye kadar beklerdi."166

İnsanları birbirine sevdirecek, birbirlerine kaynaştıracak şeyleri konuşurdu. Onları ürkütmez, kaçırmazdı. Her kavmin liderine önem atfederdi; ikram ederdi..."167
Torunu Hz. Hasan (ra) ise Peygamberimiz (sav) için şunları söylemiştir

Bakışları son derece anlamlı idi... Mani kelimelerle (az sözle çok mana ifade edecek şekilde) gayet güzel ve veciz konuşurdu. Sözlerinde ne fazlalık olurdu ve ne de eksiklik."168
İleri gelen kimselerle de sade vatandaşlarla da eşit şekilde konuşurdu. Onlardan hiçbir şeyi saklamazdı."169

Ebu Zer (ra,) Peygamberimiz (sav)'in sahabelerine karşı sevgi dolu tavrını şöyle anlatmıştır:
Bir gün Peygamberimizin yanına gittim. Bir divanda oturuyordu. Kalktı beni kucakladı. Bu kucaklaması gerçekten pek içtendi."170

Ebu Hüreyre (ra) ise Hz. Muhammed (sav)'in insanlara karşı son derece ince düşünceli ve insaniyetli olan güzel tavrını şöyle tarif etmiştir:

Allah Resulü'nün elini birisi tuttuğunda o kişi elini bırakmadıkça, Resulullah elini çekmezdi. Kendisiyle konuşan herkese karşı yüzünü döndürür, konuşan lafını bitirmeden çehresini çevirmezdi."171


Peygamberimiz (sav), sahabelerinin rahatsızlıkları ile de yakından ilgilenirdi. Zayıf olanların kilo almaları, kilosu fazla olanların diyet yapmalarını, yiyeceklerin faydalı olanlarını seçmelerini tavsiye ederdi.172


Örneğin bazı hastalıklarında, sahabelerine bal şerbeti içmelerini tavsiye etmiştir.173


Hz. Ebu Hüreyre (ra)'nin anlattığına göre, bir gün Ebu Hüreyre (ra) bayıldığında, Peygamberimiz (sav) onu kendisi ayağa kaldırmış, evine getirmiş ve aç olduğunu anlayarak ona ilk önce süt içirmiştir.174
 
Geri
Üst