Panik Bozukluğu

Bu Alanı Sizin İçin Ayırdık !

SoruCevap

Yeni Üye
Çözümler
1
Tepkime
16
İtibar
0
Yaş
36
Coin
256,928
Panik bozukluğu antik dönemlerden bu yana bilinen bir hastalıktır. Hastalığın yarattığı sosyal ve sağlıksal sorun kişilerde, aile ve toplum sağlık sistemi zerinde ciddi sorunlar ortaya çıkarmaktadır. Agarofobili ya da agarofobisiz panik bozukluğu nefes almada güçlük, çarpıntı, baş dönmesi, titreme, çıldırma ve ölüm korkuları gibi çesitli bedensel ve bilişsel belirtilerin ön planda olduğu, yineleyici ve beklenmedik panik ataklarla seyreden bir rahatsızlıktır. Panik atakları sadece panik bozuklukta görülmez. Hemen her kaygı bozukluğu ve diğer ruhsal bozuklukların seyri esnasında görülebilir. Panik bozukluğundaki panik atakların ayırt edici özelliği kendiliğinden ve beklenmedik şekilde ortaya çıkmasıdır. Panik atakları kişiyi, bir dahaki panik atağın ne zaman olacağı konusunda yoğun bir endişeli beklenti içine sokmaktadır.

Toplumda her on kişiden biri yaşamının bir döneminde, en az bir panik atağı yaşamaktadır. Panik bozukluğu hemen her yaşta başlayabilir. Başlangıç yaşı değişken olmakla birlikte, genellikle geç ergenlikle otuzlu yaşların ortaları arasındadır. Yaş ilerledikçe sıklığı sabit bir şekilde azalmaya başlar.

Hastaları hekime başvurdurtan belirtiler ve hastalığın şiddeti hastadan hastaya değişmektedir. Üç temel klinik özelliği vardır. Panik atakları, agorafobi ve beklenti anksiyetesi.

Panik atakları:Panik atağı ani, nedensiz ve şiddetli bir anksiyete halidir. Yaşanan huzursuzluk ve anksiyeteye nefes darlığı, çarpıntı, göğüs ağrısı, terleme gibi bedensel duyumlar eşlik eder ve ek olarak düşünme, plan yapma gibi yetilerin geçici olarak kaybedilmesi, bulunan ortamdan kaçmak ya da uzaklaşmak için yoğun istek duyulması panik atağın diğer özelliklerindendir. Hastalar panik atağı belirtilerini kalp krizi geçirdiği, felç olacağı, bayılacağı, kontrolünü yitireceği ya da delireceği, çoğu kez de öleceği biçiminde yorumlarlar. Bu yorumlar ve korkular atağın bilişsel örüntüsünü oluşturur. Panik atağı hızla ortaya çıkar, başlangıcından sonraki 2-10 dakika içinde doruğa ulaşır ve çoğunlukla 10-30 dakika sürer. Çarpıntı ve baş dönmesi hastalar tarafından en fazla bildirilen belirtilerdir. Bunların dışında hastalar panik atak sırasında ağız kuruluğu, idrara çıkma isteği, karında gaz hissi ya da basınç, barsak hareketlerinde artış, düşüncelerin yavaşlaması gibi belirtiler tariflerler. Her durum ve koşulda hatta uykuda bile panik atakları gelişebilir. Kimi hastalara haftada bir-iki atak geçirirken, her gün çok sayıda ya da ayda bir atak geçirenler de vardır.

Agorafobi:Panik atakların tetiklediği tehdit ve tehlike algısı, bir dizi aktif kaçınma eylemini tetikler. Hastalar panik atağı ya da anksiyete yaşamamak veya tehlikeli gördükleri şeylerden kendisini korumak için etkili ve sorun çözücü olmayan davranışları da içeren birçok güvenlik önlemine başvurmaktadır. Anksiyete ya da huzursuzluk yaratabilecek durumlar, yerler ya da olaylardan uzak durma eğilimindedirler. Bu kaçınma ve güvenlik arama davranışları kaygıyı geçici olarak yavaşlatır ancak hastalığı sürdürücü etkileri vardır ve hatta bu davranışlar sebebi ile hastalıkla ilgili yeni belirtiler oluşabilir. Agorafobi "panik atağı olduğunda yardım almanın ya da kaçıp kurtulmanın kolay olmayacağı durum/ortamlardan korku" olarak tanımlanmıştır. Hastalar bu durumlardan kaçınırlar ya da ancak kendilerine eşlik eden biri olduğunda bu durumlara girebilirler vaya bu durumlarda belirgin gerginlik yaşarlar.

Beklenti anksiyetesi:

İlk ataktan sonra ya da atakların sıklaşmasıyla birlikte bir başka atak olacağına dair korku gelişmekte ve hastalar dikkatlerini belirtilerin ortaya çıkma olasılığına odaklayarak kaygılı beklenti yaşamaya başlar. Yeni bir panik atağı geçirme beklentisi ve korkusuna beklenti anksiyetesi denir. Beklenti anksiyetesi içindeki hastalar, sürekli olarak ne zaman panik atağı yaşayacaklarını kestirmek amacı ile tüm çevresel ve bedensel ip uçlarını değerlendirmeye çalışmaktadırlar.

Panik Bozukluğu Tedavisi

Panik bozukluğu tedavisi yüz güldürücü tedavi sonuçları olan bir rahatsızlıktır. Farmakoterapi ve psikoterapi uygulanmaktadır. Farmakoterapide ilaçlar kullanılırken psikoterapi yöntemlerinden özellikle bilişsel davranışçı terapinin panik bozukluğunun tedavisinde oldukça etkili olduğu ve kısa sürede olumlu sonuçlar alındığı bilinmektedir.
 

Yorum yapmak için hesap oluşturun veya giriş yapın

Yorum yapabilmek için üye olmanız gerekmektedir

Hesap Oluştur

Topluluğumuzda bir hesap oluşturun. Bu kolay!

Giriş Yap

Zaten hesabınız var mı? Giriş yapın.

Benzer konular

  • Soru
Panik Bozukluk Nedir - Panik Bozukluk Hakkında - Panik Bozukluk Tedavisi Tanım ve Genel Bilgi Klinik açıdan anksiyete, yaygın anksiyete ve panik atakları olarak ikiye ayrılabilir. Yaygın anksiyete, genel bir ruhsal gerginlik ve rahatsızlık hissiyle birlikte yavaş ve sinsi olarak başlarken...
Cevaplar
0
Görüntüleme
4
  • Soru
Panik ataklar ansızın, beklenmedik bir formda başlayan ve süratle şiddetlenen, birçok vakit şiddetli bir tehlike hissi yahut sonunun geldiği kanısının eşlik ettiği bir başlangıcı ve sonu olan ağır bir kaygı yahut düşünce olarak tanımlanabilmektedir. Birçok vakit tek başına değil, birçok öteki...
Cevaplar
0
Görüntüleme
11
  • Soru
PANİK BOZUKLUĞU VE EMDR TEDAVİSİ Panik atak günümüzde çok sık görülen durumlardan bir tanesi. Çeşitli ülkelerde yapılan epidemiyolojik çalışmaların sonuçları, panik bozukluğunun yaşam boyu prevalansının %1.5-2.5 olduğunu ortaya koymuştur (Lepine ve Pelissolo 1999). Panik ataklarının yaşam boyu...
Cevaplar
0
Görüntüleme
2
  • Soru
Panik bozukluğu nedir? Panik bozukluğun tedavisi nasıl ve kim tarafından yapılır? Panik bozukluğu nedir? Panik bozukluğun tedavisi nasıl ve kim tarafından yapılır? Panik bozukluğu, yineleyen, en az iki beklenmedik panik atağının olması ve bu ataklardan sonra, en az bir ay süreyle, başka bir...
Cevaplar
0
Görüntüleme
5
  • Soru
Genellikle 20-30 yaş arasında başlar, erkeklerde erken yaşlarda daha fazla görülürken, kadınlarda 35-45 yaşları arasında en yüksek düzeyine ulaşır ve kadınlarda erkekler göre daha sık görülür. Panik bozukluğun gelişiminde birçok etken rol alır. Çocukluk veya ergenlik yıllarında önem verilen...
Cevaplar
0
Görüntüleme
2
Üst Alt