Oyun ve Çocuk

Bu Alanı Sizin İçin Ayırdık !

SoruCevap

Yeni Üye
Çözümler
1
Tepkime
16
İtibar
0
Yaş
36
Coin
256,928
Merhaba Sevgili Ebeveynler,

Biz yetişkinler her gece yatarken sabah için bazı planlar, her sabah uyanınca da gün içinde yapacaklarımızla ilgili planlar yapar dururuz. Çünkü zihnimiz kendini ayakta tutabilmek için buna ihtiyaç duyar. Peki, şu an bir çocuk olsaydınız ya da birkaç saniyeliğine kendi çocukluğunuza gidebilseydiniz bir sonraki gün için planınız ne olurdu? Gidip alışveriş yapmak mı? Bu ayın faturalarını ödemek mi? Sabah okula/kreşe giderken nasıl bir kombinle gideceğiniz mi? Uçağa nasıl yetişeceğiniz mi? Yoksa sabah anne/babayla parka gitmek mi? En sevdiği oyuncağını arkadaşına götürmek mi? Kumdan kale yapmak mı? Top oynamak mı? Amaçsızca koşmak mı? Bu saydıklarımdan biri bile geçtiyse aklınızdan üzgünüm, şu an bir çocuk gibi düşünemiyorsunuz demektir.

Çocuklar geleceğe dair plan yapmazlar. O an duyguları, ihtiyaçları neyse ona dair bir davranış gösterirler. Başka bir deyişle yaşadıkları, şimdiki zamandır. Anın içinde var olmak onların en mükemmel özellikleridir. Yaşadıkları anın içinde ise onların en önemli ve tek işi oyun oynamaktır. Doya doya oyun oynayan bir çocuk hem kendini daha iyi hisseder hem de fiziksel, duygusal ve bilişsel yönden gelişimi desteklenmiş olur. Oyun aynı zamanda çocuk için iyileştirici bir güce de sahiptir. Oyun içerisinde çocuk yaşadığı bir zorluğu yeniden canlandırır, yeniden deneyimler ve zorluğu aşmanın olası yollarını deneyerek öğrenir. Bütün bunları gerçek yaşamda yapamaz, çünkü hiçbir yer oyun alanı kadar masum ve güvenli değildir bir çocuk için. Bu güvenli yer onlara alternatifleri deneme fırsatı sunabilir. Burada bahsedilen oyun şekli çocuğun yalnız, ebeveyni ile ya da arkadaşları ile oynadığı serbest oyunlardır.

Ancak günümüz dünyasında çocuklar ya Avm’lerdeki oyun alanların da ya da telefon/ tablet başında birçok uyarana (ses, ışık, hızlı görüntüler) maruz kalarak yaşamlarını sürdürmektedir. Dikkat ederseniz 10-20 yıl önce sokak oyunlarının henüz yok olmadığı, bu kadar oyuncağın/uyaranın olmadığı dönemlerde şu anda bahsedilen dikkat eksikliği/hiperaktivite bozukluğu, çocuklarda kaygı bozukluğu, çocuk depresyonu, atipik otizm gibi kavramların birçoğuna bu kadar aşina değildik. Ne zaman ki çocuğun hayatından doğal oyun çıktı, o zaman bu kavramları sık sık duymaya başladık. Çünkü çocuğun işini elinden aldık, var olabildiği alanları yok ettik, çocuk denemekten korkmaya başladı, çocuk oyun yoluyla sıkıntısını aktaramadı, çocuk çözüm yolunu bulamadı. Ya sizin işiniz, amacınız, kariyeriniz, sizi var eden ne varsa elinizden alınsaydı? Nasıl hissederdiniz? Bunu düşünelim, bunu uzun uzun düşünelim…

Yapılan araştırmalar anaokulu çağındaki bir çocuğun en az 5 saat, ilkokul çağındaki bir çocuğun ise en az 3 saat serbest oyuna ihtiyacı olduğunu gösteriyor. Kreşteki, tabletteki, Avm’deki oyunları bu saatlerin dışında tutalım lütfen. Evet, sokaklar eskisi kadar güvenli değil, ama hala varlar. Birlikte çıkın, doğaya karışın, taşa toprağa birlikte dokunun, bir meyveyi dalından birlikte koparın, bir toprağa bir tohumu birlikte ekin. Çocuğunuza ve kendinize bunu yaşatın. İnanın bizim de onların da buna çok ihtiyacı var.

Merhaba Sevgili Ebeveynler,

Biz yetişkinler her gece yatarken sabah için bazı planlar, her sabah uyanınca da gün içinde yapacaklarımızla ilgili planlar yapar dururuz. Çünkü zihnimiz kendini ayakta tutabilmek için buna ihtiyaç duyar. Peki, şu an bir çocuk olsaydınız ya da birkaç saniyeliğine kendi çocukluğunuza gidebilseydiniz bir sonraki gün için planınız ne olurdu? Gidip alışveriş yapmak mı? Bu ayın faturalarını ödemek mi? Sabah okula/kreşe giderken nasıl bir kombinle gideceğiniz mi? Uçağa nasıl yetişeceğiniz mi? Yoksa sabah anne/babayla parka gitmek mi? En sevdiği oyuncağını arkadaşına götürmek mi? Kumdan kale yapmak mı? Top oynamak mı? Amaçsızca koşmak mı? Bu saydıklarımdan biri bile geçtiyse aklınızdan üzgünüm, şu an bir çocuk gibi düşünemiyorsunuz demektir.

Çocuklar geleceğe dair plan yapmazlar. O an duyguları, ihtiyaçları neyse ona dair bir davranış gösterirler. Başka bir deyişle yaşadıkları, şimdiki zamandır. Anın içinde var olmak onların en mükemmel özellikleridir. Yaşadıkları anın içinde ise onların en önemli ve tek işi oyun oynamaktır. Doya doya oyun oynayan bir çocuk hem kendini daha iyi hisseder hem de fiziksel, duygusal ve bilişsel yönden gelişimi desteklenmiş olur. Oyun aynı zamanda çocuk için iyileştirici bir güce de sahiptir. Oyun içerisinde çocuk yaşadığı bir zorluğu yeniden canlandırır, yeniden deneyimler ve zorluğu aşmanın olası yollarını deneyerek öğrenir. Bütün bunları gerçek yaşamda yapamaz, çünkü hiçbir yer oyun alanı kadar masum ve güvenli değildir bir çocuk için. Bu güvenli yer onlara alternatifleri deneme fırsatı sunabilir. Burada bahsedilen oyun şekli çocuğun yalnız, ebeveyni ile ya da arkadaşları ile oynadığı serbest oyunlardır.

Ancak günümüz dünyasında çocuklar ya Avm’lerdeki oyun alanların da ya da telefon/ tablet başında birçok uyarana (ses, ışık, hızlı görüntüler) maruz kalarak yaşamlarını sürdürmektedir. Dikkat ederseniz 10-20 yıl önce sokak oyunlarının henüz yok olmadığı, bu kadar oyuncağın/uyaranın olmadığı dönemlerde şu anda bahsedilen dikkat eksikliği/hiperaktivite bozukluğu, çocuklarda kaygı bozukluğu, çocuk depresyonu, atipik otizm gibi kavramların birçoğuna bu kadar aşina değildik. Ne zaman ki çocuğun hayatından doğal oyun çıktı, o zaman bu kavramları sık sık duymaya başladık. Çünkü çocuğun işini elinden aldık, var olabildiği alanları yok ettik, çocuk denemekten korkmaya başladı, çocuk oyun yoluyla sıkıntısını aktaramadı, çocuk çözüm yolunu bulamadı. Ya sizin işiniz, amacınız, kariyeriniz, sizi var eden ne varsa elinizden alınsaydı? Nasıl hissederdiniz? Bunu düşünelim, bunu uzun uzun düşünelim…

Yapılan araştırmalar anaokulu çağındaki bir çocuğun en az 5 saat, ilkokul çağındaki bir çocuğun ise en az 3 saat serbest oyuna ihtiyacı olduğunu gösteriyor. Kreşteki, tabletteki, Avm’deki oyunları bu saatlerin dışında tutalım lütfen. Evet, sokaklar eskisi kadar güvenli değil, ama hala varlar. Birlikte çıkın, doğaya karışın, taşa toprağa birlikte dokunun, bir meyveyi dalından birlikte koparın, bir toprağa bir tohumu birlikte ekin. Çocuğunuza ve kendinize bunu yaşatın. İnanın bizim de onların da buna çok ihtiyacı var.
 

Yorum yapmak için hesap oluşturun veya giriş yapın

Yorum yapabilmek için üye olmanız gerekmektedir

Hesap Oluştur

Topluluğumuzda bir hesap oluşturun. Bu kolay!

Giriş Yap

Zaten hesabınız var mı? Giriş yapın.

Benzer konular

  • Soru
Oyun terapisi çocukların uyumlu ve mutlu olarak yaşamalarını hedefleyen gelişimsel bir terapi şeklidir. Çocukların oyunu ve oyuncakları kullanarak kendilerini ifade etme gereksinimlerine odaklanan özel bir süreçtir. Oyun, çocuğun genel anlamda hayatı deneyimlemesine olanak sağlayan...
Cevaplar
0
Görüntüleme
7
  • Soru
“Mesleği oyun olan kişiye çocuk denir” tanımından hareketle oyun oynamak çocuğun duygusal ve zihinsel gelişimleri için büyük önem taşımaktadır. Çocuk, oyun sürecinde ruhsal durumunu gözler önüne seriverir. Oyun çocuğun gerçek dünyası ile hayal dünyası arasındaki bir geçiş alanıdır. (Winnicott)...
Cevaplar
0
Görüntüleme
3
  • Soru
Merhaba ben Psikolog Rumeysa Topgül. Sizden ve danışanlarımdan gelen geri dönüşler üzerine vakit buldukça belli aralıklarla, sizinle bu platformda yazılarımla buluşacağım. Sizlere, çocuklarla çalışırken çok keyif alarak uyguladığım ve benimsediğim öncü bir teknik olan Çocuk Merkezli Oyun...
Cevaplar
0
Görüntüleme
4
  • Soru
Çocuk ve Oyun Oyun, belli bir amaca yönelik ya da amaçsız olarak, kurallı ya da kuralsız, çocuğun tüm gelişim alanlarına etki eden, çocuğun isteyerek ve hoşlanarak katıldığı, araçlı ya da araçsız olarak gerçekleştirilen en doğal öğrenme yolu olarak tanımlanabilir. Oyun, okul öncesi çağdaki...
Cevaplar
0
Görüntüleme
3
  • Soru
Oyun terapisi, çocukların yaşamlarını uyumlu ve mutlu geçirmelerini amaçlayan gelişimsel odaklı bir terapi şeklidir. Bu özel süreçte çocuğun oyunu ve oyuncağı kullanarak kendini ifade etmesine olanak sağlanır. Çocuk sanat, drama ve fantezi içeren oyunlarla kendini ifade etmeyi başarır. Koşulsuz...
Cevaplar
0
Görüntüleme
3
Üst Alt