Osmanlıca da C harfi ile başlayan kelimeler ve anlamları

Bu Alanı Sizin İçin Ayırdık !

SoruCevap

Yeni Üye
Çözümler
1
Tepkime
16
İtibar
0
Yaş
36
Coin
256,928
Osmanlıca da C harfi ile başlayan kelimeler ve anlamları


C Osmanlı alfabesinin yedinci harfi olup, ebced hesabında “cim harfi gibi uc sayısının karşılıdır
CABA Cehd Gayret, herhangi bir işi yapmak icin harcanan guc
CABUK f Cabuk, seri, aceleli, hızlı, tez, hafif
CABUKHIRAMAN f Sur’atli yuruyen Cabuk yuruyen
CABUKREV f Cabukca giden
CACARON İtl Cok konuşan, cenesi duşuk, geveze
CACELE f Postal, ayakkabı, carık, pabuc
CADERİ KUHLÎ Sema, gok * Karanlık gece
CAĞ Zaman, vakit, esna, hengam, mevsim * Yaş * Boy, kamet, tenasub, luzumu derece semizlik* Devir, tarih cağları (İlkcağ, Ortacağ, Yenicağ, Yakıncağ)
CAĞATAY Cengiz Han’ın oğlu Cağatay Han’ın ismine nisbetle Maveraun Nehr taraflarında oturan Doğu Turklerine ve edebi lisan olarak kullandıkları Doğu Turkcesine verilen isimdir
CAĞDAŞ (Bak: Asri)
CAĞDIŞI Askerliğe alınma cağı dışında * Cağın fikirlerine felsefesine uymayan Bu manada bazı kimselerin kelimeyi hakaret olarak kullanmaları dar goruşluluğun ve cehaletin neticesidir Cunku cağın insanlık icin zararlı oyle fikirleri ve felsefeleri vardır ki, gelecek devirler bunu anladıkları zaman şimdi bunu benimseyenlerin zavallılıkları da anlaşılmış olacaktır Korukorune cağın her duşuncesini benimsemek, muslumana yakışmaz (Bak: Asri)
CAĞLA (Cağala) Badem, erik, kayısı gibi yemişlerin yenebilen ham meyvesi
CAĞLAR Kayalara veya setlere carparak, yerden kopurerek duşen su Şelale, cağlayan
CAĞRIŞIM Psk: Bir idrakla kazanılan bir fikrin başka bir idrak (algı) ile kazanılan fikir arasında bağıntı kurulması, birinin diğerini hatıra getirmesidir Bu bağıntı zaman ve mekanda yakınlık, benzerlik ve zıdlık sebebiyle kurulur Sevap deyince gunahın; abdest deyince namazın; Cennet deyince Cehennem’in de aklı gelmesi gibi…
CAĞZ f Kurbağa * Korku, havf * Kapandığı halde hala icinde cerahat bulunan yara * Ah u fizar İnilti
CAH (Ceh) f Kuyu Cukur
CAHI BUN Kuyu dibi
CAHI YUSUF Hz Yusufun (AS) kardeşleri tarafından atılmış olduğu kuyu
CAHI ZEMZEM Zemzem kuyusu
CAK f İyi, guzel, sıhhatli, şişman
CAK f Yarık, catlak, yırtmac * Kılıc, bıcak gibi şeylerin sesleri * Sabah vakti beyazlığı * Kucuk pencere * Hazır Amade
CAKACAK f Silahlı catışmadan cıkan ses
CAKALOZ Cakıltaşı atan bir nevi kucuk top
CAKCAK Parca parca, yırtık pırtık * Kılıc ve emsali şeylerin sesleri
CAKER f Kul, kole
CAKERANE f Kolecesine, kole gibi
CAKERÎ f Abd’e, koleye ait * Kolelik Kulluk, abdlik, esirlik, cariyelik
CAKMAKLI Ağızdan dolan ve tetik yerinde bir cins cakmakla ateş alan eski tufek ceşitlerinden biri
CAKŞIR İnce kumaştan yapılan uzun bir ceşit şalvar * Kuşların ayağındaki tuy
CAKUC f Cekic
CAL İsimlere onden eklenip, onun daima hareket edip oynamakta olduğuna işaret ve delalet eder Mesela: Calat : Durduğu yerde de hareket eden at * Bir şeyi şiddetle kapmaya delalet eder Mesela: Calyaka: Yakasından kapmak, şiddetle yakalamak
CALA İsimlerden once kullanılarak, devam ve şiddetli ve pervasız kullanılmasını bildirir Mesela: Calakalem: Cabuk ve gelişiguzel ve ilmi olmayan yazı yazmak
CALAB t İlah Mabud Cenabı Hak, Rab
CALAK f Yerinde durmayan, cabuk, oynak Daima calışan Her bir hareketi cabuk olan * Akıl ve feraseti acık
CALAKÎ f Ceviklik, suratlilik, tezlik
CALAT Hareketli, yerinde duramayıp şahlanan at
CALBUS f Dalkavuk, yaltakcı
CALCENE t Durmayıp konuşan, geveze
CALGI Muzik aleti Muzik, calgı (İslam alimleri insanda maddi, hayvani hisler ve hevesler uyandıran muziğin haram olduğunu bildirmişlerdir)
CALIM Tavır, eda * Kılıcın keskin tarafı, ağzı
CALİK f Celik comak oyunu
CALİŞ f Savaşta duşmana karşı gurur ve naz ile yurume * Mukabil, karşı durma * Savaş, muharebe, harp, ceng, mucadele * Birleşme
CAM f Eğrilme, bukulme * Salınma
CAME f şiir ve gazel Manzume
CAMEGUY f Şair
CAMULARİ Himalaya dağlarına bağlı bir dağ silsilesi
CANE f Cene
CAP f Basma, baskı, tab
CAPAR Postacı
CAPKUN Seri ve yorulmaz neviden iyi bir at cinsi
CAPLUS f Dalkavuk, yaltakcı
CAPUL f Yağma, saldırı
CAPULCU Duşman toprağına atla hucum edip yağma eden Akıncı, yağmacı
CAR (Slavca) Eski Rus İmaparatorlarının unvanları * Bulgar kralı
CAR f Dort Cihar
CARBALİŞ(T) f Evvelce padişahların ve makamca buyuk olanların uzerlerine oturdukları dort katlı şilte * Dort unsur
CARCİHET Dort cihet Cihatı erbaa
CARCEŞM Dort goz
CARCİZ Dort şey
CARDEH f Ondort
CARE f Neticeye varmak uzere maniaları kaldırmak icin tutulması icabeden cıkar yol Kurtuluş yolu Tedbir, yardım, yol * Hile * Bir def’a * Ayrılık
CAREİ HALAS Kurtuluş caresi
CARECU f Care arıyan
CARESAZ f Care bulan
CAREBRU Dort kaş * Bıyığı yeni gelmiş delikanlı
CARERKANI CUVANÎ Padişahın ozel hizmetlerinde bulunan ve Enderun’un azamlarından olan dort kişi hakkında kullanılan bir tabirdir
CARGAH f Dort taraf ki, bunlar; şark, garb, şimal, cenub’dur * Dunya, kurei arz, cihan * Turk musikisinde bir makam adıdır
CARGUŞE f Dort koşe Dort taraf Dort yon
CARH Cark, tekerlek * Felek, gok, sema * Ok yayı * Elbisede yaka * Tef* Devreden, donen * Cakır doğan * Talih
CARHI AHDAR Gok kubbe
CARHA f Ordunun ilerisinde bulunan askerlerin yaptıkları talim * Cıkrık gibi donen yuvarlakca bir cins dolap
CARIYAR (Bak: Caryar)
CARİCE (Slavca) Rus İmparatoricesinin namı
CARK f (CarhCerh) Donen pervaneli tekerlek * Vapur, değirmen ve dolap carkı * Bir makinenin donen tekerleği, cok zaman bu tekerlek makineyi calıştırır Her ceşit tekerlekli makine * Donerek işleyen alet * Koz: Birbiri icinde donen feleklerden murekkeb kainat, felek, eflak * Baht Talih şans
CARKI FELEK Bir makine veya dolaba benzetilen gokyuzu * Mc: Talih, baht * Yakıldığı zaman donerek ateşler puskurten bir ceşit donanma fişeği * Bir nevi sarmaşıklı nebat ciceği
CARMIH f (Car: Dort; Mıh: Civi) Salib Sucluyu haca germek icin kurulmuş, hac şeklinde darağacı * Geminin direkleri başından aşağıya inen kalın ipler
CAR NACAR f İster istemez, mecburiyetle
CARPA f Eşek, deve, koyun vs gibi dort ayaklı hayvanlar
CARSU f Dort taraf Dort tarafı olan şey * Carşı, pazar
CARŞAF Yatağın ustune serilen veya yorgana kaplanan bez ortu * Kadınların kullandığı baştan ortulen, pelerinli eteklikli sokak elbisesi Kadınların ortunmesi farzdır Bu maksatla carşaf ucuz, pratik, hafif olması ve zengin fakir herkesin kolayca sağlıyabilmesi bakımından yaygın olarak kulanılagelmiştir Ceşitli renklerde olabilir Carşaf kadar ucuz ve pratik İslama uygun başka bir giyecek yapılmadığı icin, carşaf giyenleri kınamak cok haksızlıktır Carşaf zengin ve fakir ayrımını kaldırır İc giyimi orttuğu icin ailelerin birbirine ozenerek israfa duşmelerini, gosterişi, cekememezlikleri ve bundan doğan huzursuzlukları onler Ferace, car, cilbab denen ortuler de, bu tarz ortu ceşitlerindendir (Bak: Tesettur)
CARŞEB f Cilbab, ferace, carşaf
CARŞENBİH f Haftanın dorduncu gunu Carşamba gunu
CARTAK f Cardak * Dort koşe cadır
CARTA(RE) f Dunya, alem, kurei arz * Dort unsur * Dort teli olan kemence
CARUB f Supurge
CARUBZEN f Supurucu
CARUĞ f Carık
CAR U YEK Dortte bir
CARUM f Dorduncu
CARYAR Dort dost (Hz EbUbekir, Hz Omer, Hz Osman ve Hz Ali (RA) lerin namları) Dort Halife, Hulefai Erbaa veya Ashabı Guzin diye de ihtiramla anılırlar
CARYARÎ f Caryara ait Sunnilik
CARYEK f Ceyrek, dortte bir * Saatin dortte biri, onbeş dakika * Mecidiye denilen gumuş sikkenin dortte biri ki, beş kuruşluk bir gumuş sikkedir
CARZEBAN f Geveze, cenesi duşuk, luzumsuz olarak konuşan
CAŞ f Tahıl yığını, hububat
CAŞİT Casus
CAŞNİ Ceşni, lezzet, tad Yemeğin tadına bakmak icin ağza alınan miktar, tadımlık
CAŞT f Kuşluk yemeği * Kuşluk vakti
CAVELE f Guzel renkli bir cins gul * Eğri buğru, yamuk
CAVUŞ Vaktiyle anlarda hukumdarların hizmetinde bulunan yaver veya muhzır gibi subaylara denilirdi Tanzimattan evvelki Osmanlı saray teşkilatında cavuşlar, padişahın yaverleri ve cavuşbaşı mabeyn muşiri idi * Onbaşıdan ustte ve assubaydan alttaki derecede olan asker * İşcilerin başları, şefleri
CE f Kucultme edatı olap bu mana ile Farsca isimlere eklenir
BAĞCE Kucuk bağ, bahce
CE (Bak: Ci)
CEC f Hububat elenen kalbur * Harman savurmakta kullanılan yaba
CECEK f Gul Cicek * Gonul * Cicek hastalığı * Vucutda cıkan ben
CEH f Kılıc, bıcak ve hancer gibi aletlerin kını, kılıfı
CEH f Kuyu, cukur
CEHAN f Damlıyan, damlayıcı
CEHAR f Dort, erbaa
CEHARDEH f Ondort
CEHARGANE f Dort unsur
CEHARPA f Dort ayaklı hayvan
CEHARUM f Dorduncu
CEHRE f Vech, yuz, surat * Mc: Surat asmak, dargınlık * Gorunuş, şekil, zahir
CEHRENUMUD fYuzunu gosteren, yuz gosterici
CEHREPERDAZ f Ressam
CEK Cekoslovakya, Bohemya ahalisinden olan ve Cek’ce konuşan kavim ki, Osmanlı metinlerinde “ceh diye gecer
 

Yorum yapmak için hesap oluşturun veya giriş yapın

Yorum yapabilmek için üye olmanız gerekmektedir

Hesap Oluştur

Topluluğumuzda bir hesap oluşturun. Bu kolay!

Giriş Yap

Zaten hesabınız var mı? Giriş yapın.

Benzer konular

  • Soru
Ç Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler ve Anlamları Ç Osmanlı alfabesinin yedinci harfi olup, ebced hesabında “cim” harfi gibi üç sayısının karşılıdır. ÇABA Cehd. Gayret, herhangi bir işi yapmak için harcanan güç. ÇABÜK f. Çabuk, seri, aceleli, hızlı, tez, hafif. ÇABÜK-HIRÂMÂN f. Sür’atli...
Cevaplar
0
Görüntüleme
23
  • Soru
Ç Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler ve Anlamları Ç Osmanlı alfabesinin yedinci harfi olup, ebced hesabında “cim” harfi gibi üç sayısının karşılıdır. ÇABA Cehd. Gayret, herhangi bir işi yapmak için harcanan güç. ÇABÜK f. Çabuk, seri, aceleli, hızlı, tez, hafif. ÇABÜK-HIRÂMÂN f. Sür’atli...
Cevaplar
0
Görüntüleme
2
  • Soru
P Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler ve Anlamları P Osmanlı alfabesinin üçüncü harfi olup, ebced hesâbında “b” harfi gibi iki sayısına tekabül eder. PÂ (PÂY) f. Ayak. * Takat, mukavemet. * İz. PÂ-BEND Ayak bağı. Köstek. Ayağa vurulan zincir. * Engel, mâni. PÂ-BEND-İ TERAKKİ İlerlemeğe mâni...
Cevaplar
0
Görüntüleme
1
  • Soru
J Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler ve Anlamları J Osmanlı alfabesinin ondördüncü harfi olup, ebced hesabında “” harfi gibi, 7 sayısına tekabül eder. JAJE f. Bâtıl, edebsizce olan söz. JAJHA f. Saçma sapan söyliyen. Mânâsız ve boş konuşan. JAJHAYAN f. Saçma sapan söz söyleyenler. Mânâsız...
Cevaplar
0
Görüntüleme
1
  • Soru
Y Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler ve Anlamları YAB f. “Yaften: Bulmak” mastarından emir kökü olup, birleşik kelimeler yapılır. Meselâ: Şifayab $ : Şifa bulan, iyileşen. YABAN f. Çöl, sahra. YABANİ Yabana mensub. Issız yerlerde yaşıyan. Yabancı, alışmamış. YABENDE f. Bulan, bulucu...
Cevaplar
0
Görüntüleme
1
Üst Alt