Meteoritler Hakkinda Bilgiler

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan nilova
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Konuyu Yükselt

nilova

Yeni Üye
Meteor ve mete*oritler, Güneş sistemimizdeki en küçük gökci*simleridir. Bunlar aslında gezegenler arası uzayın engin boşluğunda, Güneş'in çevresin*de dolanan kayaç ve demir parçalarıdır. Dünya atmosferine girenler meteor ve meteo*rit olarak adlandırılır. Aralarındaki en önemli fark, meteoritlerin meteorlardan daha büyük olmasıdır. Meteorlar, Dünya atmosferine gir*dikten kısa bir süre sonra yanıp yok olur. Meteoritler ise daha büyük kayaç ve metal kütleleri olduklarından, atmosferden geçerek yere düşer.
Meteoritler, gezegenler arası uzaydan Dünya atmosferine girdiklerinde tümüyle yanıp yok olmadan yeryüzüne düşen demir ve kayaç parçalarıdır. Meteorlardan daha büyük ol*dukları için tümüyle yanıp tükenmezler. Bun*ların 1 gram ile onlarca ton arasında değişen kütleleri olabilir. Meteoritler genellikle mete*or yağmurları sırasında düşmez. Küçük geze*genler gibi meteo*ritlerin de gezegenleri oluşturan maddelerden artakalmış parçaları olduğu sanılmaktadır. Meteoritler, "gökten gelen taş" olarak kav*randığından, Türkçe'de "göktaşı" olarak ad*landırılmıştır.
Meteoritler, parlak bir ışık saçarak düşer ve yere bir ateş topu halinde çarpar. Bazı meteo*ritler düşerken ya da yere çarptıklarında pat*lar. Meteoritler aslında uzayda dolanan gök*cisimleridir; bunların Dünya'ya düşmelerinin nedeni, yakınından geçerken Dünya'nın kütleçekimine yakalanmalarıdır. Yeni düşmüş bir meteoritin üzerinde si*yah bir kabuk görülür; buna, atmosferde dü*şerken sürtünme etkisiyle oluşan ısı neden olur. Bazı büyük meteoritler yere düştüğün*de, yüzeyde büyük kraterler oluşturur; bunla*ra çarpma krateri denir.
Başlıca iki tür meteo*rit vardır:
Taş meteoritler
Demir meteorit*ler
Aerolit olarak da adlandırılan taş meteo*ritler, bir miktar demir içermekle birlikte te*mel olarak kayaç yapısındadır. Siderit olarak da adlandırılan demir meteoritler ise, genel*likle bir miktar da nikel içerir.
Yere düştüğü görülen meteoritlerin çoğu*nun taş yapısında olduğu belirlenmiştir. Taş meteoritlerin büyük bölümü, gökkumu denen küçük, yuvarlak parçacıklar içerir. Bu parçacıklar, kondrit denen ve çeşitli mineraller içe*ren kayaç benzeri bir maddeden oluşur; bu maddenin Güneş sistemiyle aynı zamanda oluştuğu sanılmaktadır. Bazı kondritlerde karbon bulunur; bu karbonun çoğunlukla, canlılardakine benzer organik bileşikler biçi*minde olduğu saptanmıştır. Bilim adamları bu meteoritleri inceleyerek, uzayda hangi ele*mentlerin bulunduğunu öğrenirler. Bazı bilim adamları, meteoritlerin Dünya'ya taşıdıkları organik maddelerin canlıların ortaya çıkma*sında ve gelişmesinde etkili olduğuna, ayrıca bugünkü hastalıklara yol açan bazı mikropla*rın bu yolla Dünya'ya geldiğine inanmak*tadır.
Bugüne kadar bulunmuş olan en büyük me*teorit 60 ton ağırlığındadır; bu meteorit Namibia'daki Grootfontein'e düşmüştür. Çok eski jeolojik çağlarda Dünya'ya düşmüş olan meteoritlerin açtığı ünlü kraterler vardır. ABD'de Arizona'nın orta kesimlerindeki Me*teor Krateri'nin çapı 1 kilometrenin biraz üze*rindedir ve derinliği 180 metredir. Kraterin yakınlarında çok sayıda küçük meteorit par*çası bulunmuş, ama büyük tek bir parçaya rastlanmamıştır. Meteoritin, yere çarptığında patladığı sanılmaktadır. Öteki en büyük me*teorit olan Grönland'daki Ahnighito Meteoriti'ni kâşif Robert Edwin Peary 1897'de bul*muştur. Antarktika kıtasının buzulları üzerinde de binlerce meteorit bulunmuştur.
 
Geri
Üst