Ergenlik Döneminde Obsesif Kompulsif Bozukluk

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan nilova
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Konuyu Yükselt

nilova

Yeni Üye
Obsesif kompulsif bozukluk (OKB); sürekli tekrarlanan düşüncelerle birlikte, obsesyonların meydana getirdiği kaygıyı azaltmak amacıyla, fiziksel ve zihinsel olarak yapılan eylemler şeklinde görülen bir anksiyete bozukluğu türüdür. OKB’de kaygıya sebep olan ve tekrarlayan obsesyonlar ve kompulsiyonlardan sadece biri ya da ikisi birden görülebilir. Başlangıç yaşı ya çocukluk döneminde 10-11 yaş veya ergenlik sonunda 19-23 yaşlar arasıdır. Çocuk ve ergenlerde en fazla karşılaşılan obsesyonlar dürtü kontrolsüzlüğü nedeniyle başka insanlara zarar verme korkusu, mikrop bulaşmasıyla ya da kirlilikle ilgili korkular, kendine ya da sevdiği insanlara zarar geleceği kuşkusu, istifleme, simetriye takılma, dini konularda takıntılı davranışlar gibi obsesyonlardır. Buna karşın temizlik yapma, sayma, kontrol etme ve düzenleme, tekrarlayıcı konuşmalar ya da davranışlar en sık görülen kompulsiyonlardır. Erken başlangıçlı OKB sinsi bir şekilde başlar ve hastalar genellikle belirtileri gizlemeye çalışır (Özcan ve diğ., 2013).

OKB çocuk ve ergenlerde, akademik başarıyı, aile içi iletişimi ve sosyal ilişkileri oldukça olumsuz etkileyen şiddetli bir bozukluktur. Yetişkinlerin aksine çocuk ve ergenler kompulsiyonlarının fazla ve manasız olduğunu kabul etmezler. Hissettikleri duyguyu kaygı yerine daha çok rahatsızlık, tiksinti ya da bir şeylerin eksik kalması olarak tanımlarlar. Bunun sebebi onlardaki iç görünün yetişkinlerdeki kadar gelişmemiş olmasıdır. OKB’nin etiyolojisini bilişsel yönden açıklayan modellere göre düşüncenin kontrolü ve önemsenmesi, mükemmeliyetçilik, belirsizliğe tahammül edememe, abartılı sorumluluk ve tehdit algısı OKB’deki temel yanlış inançlardır (Pişgin ve Özen, 2010).

Yapılan araştırmalarda OKB’si olan bireylerin aile yapılarına bakılacak olursa; OKB’li bireylerin özellikle babalarının müdahaleci ve koruyucu bir yapıda olduğu görülmüştür. Algılanan koruyucu tutum özelliklerinin kontrol grubuna nazaran, OKB olanlarda yüksek olduğunu görülmüştür. OKB’nin biriktiricilik, simetri ve düzen alt türlerine sahip hastalar ailelerinin kendilerine yakınlık göstermediğini fakat kontrolcü bir tutum sergilediğini belirtmişlerdir. Annenin aşırı koruyucu tutumu ise bu bireylerde aşırı sorumluluk duygusu gelişmesine sebep olmaktadır. Buna göre sürekli sorumluluk ve zarar verme korkusuyla birey yanlış yorumlamalar yapmaktır. Örneğin başkalarına zarar gelecek korkusu yüzünden sürekli kendini sorumlu hissetmektedir. Buna göre çocuğunu sürekli kontrol eden ve eleştiren ebeveynler, çocuğun, dış dünyayı tehlikeli olmasına rağmen kontrol edilebilir zannetmesine sebep olarak, kendini bu tehlikeler karşısında yetersiz görmesine sebep olmaktadır (Ersin, 2017).
 
OKB, sürekli tekrarlanan obsesyonlar ve kompulsiyonlarla karakterize bir anksiyete bozukluğu olup, genellikle ergenlik döneminde ortaya çıkar. Bu bozukluk, obsesyonların yarattığı kaygıyı azaltma amacıyla yapılan fiziksel ve zihinsel eylemlerle kendini gösterir. Çocuk ve ergenlerde OKB'nin başlangıç yaşı genellikle 10-11 yaş arasında çocukluk döneminde veya 19-23 yaş arasında ergenlik sonunda olur.

Çocuk ve ergenlerde en yaygın görülen obsesyonlar, başka insanlara zarar verme korkusu, mikrop bulaşmasıyla veya kirlilikle ilgili korkular, kendine veya sevdiklerine zarar gelme kuşkusu, istiflemeye takılma, simetriye takılma ve dini konularda takıntılı davranışlardır. Temizlik yapma, sayma, kontrol etme ve düzenleme, tekrarlayıcı konuşmalar veya davranışlar ise en sık görülen kompulsiyonlardır.

OKB'nin erken başlangıçlı olan formu sinsi bir şekilde başlar ve hastalar genellikle belirtileri gizlemeye çalışır. Bu bozukluk, çocuk ve ergenlerde akademik başarıyı, aile içi iletişimi ve sosyal ilişkileri olumsuz etkileyebilir. Yetişkinlerin aksine çocuk ve ergenler, kompulsiyonlarının anlamsız olduğunu kabul etmezler ve hissettikleri duyguyu kaygı yerine daha çok rahatsızlık, tiksinti veya bir şeyin eksik olduğu şeklinde tanımlarlar. Bunun sebebi, çocuklarda ve ergenlerde iç görünün yetişkinlere oranla daha az gelişmiş olmasıdır.

OKB'nin bilişsel açıdan açıklanabilen modellerine göre, düşüncenin kontrolü ve önemsenmesi, mükemmeliyetçilik, belirsizliğe tahammül edememe, abartılı sorumluluk ve tehdit algısı bozukluğun temel yanlış inançlarıdır.

Araştırmalar, OKB'li bireylerin aile yapılarına yönelik bazı kalıpları ortaya koymaktadır. OKB'si olan bireylerin babalarının genellikle müdahaleci ve koruyucu bir yapıda oldukları görülmektedir. Bu bireylerde algılanan koruyucu tutumun kontrol grubuna göre daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Biriktirme, simetri ve düzen alt türleri olan OKB'li hastalar, ailelerinin kendilerine yakınlık göstermediğini ve kontrolcü bir tutum sergilediğini ifade etmişlerdir. Annenin aşırı koruyucu tutumunun ise bireylerde aşırı sorumluluk duygusu gelişmesine neden olduğu gözlemlenmiştir. Bu durum, sürekli sorumluluk ve zarar verme korkusuyla bireyin yanlış yorumlamalar yapmasına yol açar. Örneğin, başkalarına zarar gelecek korkusuyla sürekli kendini sorumlu hissetmek gibi. Çocuğunu sürekli kontrol eden ve eleştiren ebeveynler, çocuğun dış dünyayı tehlikeli olarak gördüğü halde kontrol edilebilir olduğunu düşünmesine neden olarak, kendini bu tehlikelerle başa çıkamayacak biri olarak görme eğilimini artırır.

Kaynaklar:
Özcan, Ö. H., Karakaya, I., & Çalışgan, E. R. (2013). Obsesif Kompulsif Bozukluklu Hastalarda Temel Şema İnşası, Deprem Sosyal Bilimler Kongresi Bildiriler Kitabı, 1(1), 370-379.

Pişgin, B., & Özen, A. (2010). Obsesif Kompulsif Bozuklukta İlaç Tedavisinin Uzun Süre devamının Önemi. Anxiety Bulletin, 1(3), 24-32.

Ersin, S. Ş. (2017). Klinik Psikoloji çerçevesinde Obsesif Kompulsif Bozukluğun Çocuk/ Ergenlerdeki Yansımaları. Obsesif-kompulsif Bozukluk Çocukluk devresi Ekip Çalışma Rehberi. Ankara.
 
Geri
Üst