Çocuk - Çocuk Hakkında - Okul Ve Çocuk - Çocukta Okul Korkusu - Çocukta Okul Korkusu Çözümü
Çocuklar okula gelirken ailelerinin onlar üstünde bıraktığı etkiyi de beraberlerinde getirirler. Psiko-sosyal açıdan çocuk, ailesi dışındaki insanlarla iletişime hazır değilse, ana babadan sonra öğretmenine güven duyması ve arkadaşları ile ilişkilerini geliştirecek adımlar atması zor olur.
Okul fobisinin başlangıç belirtileri bazı ayırt edici nitelikler taşır. Çocuk neşesiz ve mutsuzdur. Hayatın bütün yükünü omuzlarında toplamış gibi bıkkın ve bezgindir. Uykuya dalmada güçlük ya da aşırı uyuma gözlenebilmektedir. Derslere ve okulla ilgili her şeye ilgisizlik başlamıştır.
Okulla ilgili olumsuz duygular artmaya başladığında okul, arkadaşlar ve öğretmenlere yönelik doğruluğu olmayan şikâyetlerde bulunabilir. Kendi duygularının mantıklı bir açıklaması olan bu şikâyetler akılcı bir dille anlatıldığından gerçek gibi görünebilir ve ailenin okulla ve öğretmenle ilgili yanlış çıkarımlarda bulunmasına neden olabilir. Sorunu görmeyi geciktiren bu durum bazen ailenin geçici yanlış çözümlere yönelmesine neden olur. Öğretmen ya da okul değişikliği geçici olarak fayda sağlasa da okul korkusunun ikinci aşamasının başlaması gecikmez. Bu aşamada çocuğun psikolojik ve bedensel sağlığında görülen değişikliklerde artış vardır. Anlam veremediği adsız korkular günlük yaşamını bozmaya başlar. Sıkça karın ağrısı, baş ağrısı, kusma gibi rahatsızlıkların yanında gece boyunca uyuyamama ve şiddetli bedensel ağrılar yaşar. Çocuk öyle bitap düşer ki o gün okula gitmesi söz konusu bile olmaz. Okula gitmemeyi garanti altına aldığı süre içinde her şey yoluna girer. Gitme zamanı yaklaştığında ise, her şey yeniden başlar.
5-8 yaşlar ve 11-14 yaşlar Okul fobisinin sıklıkla görüldüğü dönemlerdir. Yaş ilerledikçe okul fobisinin tedavisi de güçleşmektedir. Okul fobisi çocuğun akademik yaşamına önemli bir darbedir. Bunun yanında çocuğun kişilik yapısının doğal gelişimine de olumsuz etki yapar. İlerlemiş okul fobisi çözümlemelerinde psikoterapi gereklidir. Bu tedavi sürecine ailenin de katılımı gerekmektedir.
Okul korkusu yaşayan çocuklar; genellikle aile bağlarının çok sıkı olduğu yapılardan gelirler. Akıllı, uslu ve başarılı olmaya odaklanmış bu çocuklar sosyal onay almaya alışkındırlar. Bu çocuklarda başarılı olamama korkusu ve yetersizlik kaygısı had safhadadır.
Bebekliklerinden itibaren aşırı özenle büyütülen ve anneye bağımlı hale gelen bu çocukların karşılaştıkları beklenmedik herhangi bir olumsuz durum okul fobisini başlatabilir.
Çocuğa yönelik aşırı korumacı davranışlardan anne babanın uzak durması önleyici önlemlerin başında gelir. Çocuğunuzu ne kadar çok sevdiğinizi "ispatlamaya" yönelik davranışlardan uzak durun. Ona bir şey olacağı korkusundan kaynaklanan "sürekli bir arada olma" ihtiyacınızı denetleyin.
Okul korkusu geliştiren ya da okula gitmeyi istemeyen çocuğunuzu kesinlikle suçlamayın. Bunu bir kusur veya eksiklik olarak algılamayın. Bu durumun her öğrencinin başına gelebileceğini ve çözümünün mümkün olduğunu dile getirin. Bedensel ve psikolojik belirtilerin yoğun yaşandığı günlerde okula gitmemesi uygun bir davranıştır; ancak çocuğun evde kalmaya "alışmasına" da fırsat verilmemelidir. Çocuğun evde kaldığı her günün, onu derslerinden uzaklaştıracağını ve bunun zamanla ciddi bir sorun yaratacağını bilmesi gerekmektedir.
Çocuğunuzla birlikte okula alışma çalışmalarının nasıl olacağı konusunda konuşup karar verin. Okula gitmek istemeyen bir çocuk, anne babası dışında bir yakını ile "okula alışma" çalışmaları yapabilir. Örneğin ilk gün bir saat, ikinci gün 2 saat kadar yanında birisi ile okulda vakit geçirebilir. Giderek daha fazla zamanını okulda geçirmeye alışan çocuk; ardından yalnız başına okulda kaldığı süreleri artırarak korkuyu yenme yoluna gidebilir. Okul ile ailenin işbirliğini gerekli kılan bu uygulama genellikle olumlu sonuç verir.
Okula yönelik olarak ortaya çıkan bu sorunun altında çok özel bir neden yatabilir. Buna rağmen sizin en büyük yardımcınız çocuğunuzun öğretmenidir. Onu durumdan haberdar edin ve yardımını isteyin.
Okulla ilgili kişisel endişeleriniz varsa mutlaka gideriniz. Okul hakkında olumsuz düşüncelere sahip olan anne babalar çok dikkatli davransalar da bu olumsuz eğilimlerini çocuklarına aktarırlar.
Çocuğunuza okula gitmesinin nedenleri konusunda gerçekçi bilgiler verin. Okulu eğlenceli bir oyun parkı gibi algılamasına neden olabilecek düşsel yorumlar yapmayın.
Çocuğunuzun akademik başarısı ile ilgili yüksek beklentilerinizin çocuğunuzu korkutmasına izin vermeyin. Sizin beklediklerinizi veremeyeceğine inanan çocuk, sınıfta yaşayacağı "başarısızlık kaygısı" ile baş edemez.
Aile üyelerinden birinin yoğun olarak yaşadığı depresyon, takıntı, panik atak gibi bozukluklar, çocuğun okul fobisinin ortaya çıkmasında uygun zemin oluşturur. Böyle bir durum söz konusu ise, bir an önce psikolojik destek alın.
Zamanında çözümlenemeyen okul fobisi ergenlik döneminde daha kritik boyutta karşımıza çıkar. Çocuğunuzun yaşadığı bu sorunu sakın sonraya bırakmayın. "Zamanla geçer" tarzında tuzak kurucu düşüncelere kapılmayın.
Çocuklar okula gelirken ailelerinin onlar üstünde bıraktığı etkiyi de beraberlerinde getirirler. Psiko-sosyal açıdan çocuk, ailesi dışındaki insanlarla iletişime hazır değilse, ana babadan sonra öğretmenine güven duyması ve arkadaşları ile ilişkilerini geliştirecek adımlar atması zor olur.
Okul fobisinin başlangıç belirtileri bazı ayırt edici nitelikler taşır. Çocuk neşesiz ve mutsuzdur. Hayatın bütün yükünü omuzlarında toplamış gibi bıkkın ve bezgindir. Uykuya dalmada güçlük ya da aşırı uyuma gözlenebilmektedir. Derslere ve okulla ilgili her şeye ilgisizlik başlamıştır.
Okulla ilgili olumsuz duygular artmaya başladığında okul, arkadaşlar ve öğretmenlere yönelik doğruluğu olmayan şikâyetlerde bulunabilir. Kendi duygularının mantıklı bir açıklaması olan bu şikâyetler akılcı bir dille anlatıldığından gerçek gibi görünebilir ve ailenin okulla ve öğretmenle ilgili yanlış çıkarımlarda bulunmasına neden olabilir. Sorunu görmeyi geciktiren bu durum bazen ailenin geçici yanlış çözümlere yönelmesine neden olur. Öğretmen ya da okul değişikliği geçici olarak fayda sağlasa da okul korkusunun ikinci aşamasının başlaması gecikmez. Bu aşamada çocuğun psikolojik ve bedensel sağlığında görülen değişikliklerde artış vardır. Anlam veremediği adsız korkular günlük yaşamını bozmaya başlar. Sıkça karın ağrısı, baş ağrısı, kusma gibi rahatsızlıkların yanında gece boyunca uyuyamama ve şiddetli bedensel ağrılar yaşar. Çocuk öyle bitap düşer ki o gün okula gitmesi söz konusu bile olmaz. Okula gitmemeyi garanti altına aldığı süre içinde her şey yoluna girer. Gitme zamanı yaklaştığında ise, her şey yeniden başlar.
5-8 yaşlar ve 11-14 yaşlar Okul fobisinin sıklıkla görüldüğü dönemlerdir. Yaş ilerledikçe okul fobisinin tedavisi de güçleşmektedir. Okul fobisi çocuğun akademik yaşamına önemli bir darbedir. Bunun yanında çocuğun kişilik yapısının doğal gelişimine de olumsuz etki yapar. İlerlemiş okul fobisi çözümlemelerinde psikoterapi gereklidir. Bu tedavi sürecine ailenin de katılımı gerekmektedir.
Okul korkusu yaşayan çocuklar; genellikle aile bağlarının çok sıkı olduğu yapılardan gelirler. Akıllı, uslu ve başarılı olmaya odaklanmış bu çocuklar sosyal onay almaya alışkındırlar. Bu çocuklarda başarılı olamama korkusu ve yetersizlik kaygısı had safhadadır.
Bebekliklerinden itibaren aşırı özenle büyütülen ve anneye bağımlı hale gelen bu çocukların karşılaştıkları beklenmedik herhangi bir olumsuz durum okul fobisini başlatabilir.
Çocuğa yönelik aşırı korumacı davranışlardan anne babanın uzak durması önleyici önlemlerin başında gelir. Çocuğunuzu ne kadar çok sevdiğinizi "ispatlamaya" yönelik davranışlardan uzak durun. Ona bir şey olacağı korkusundan kaynaklanan "sürekli bir arada olma" ihtiyacınızı denetleyin.
Okul korkusu geliştiren ya da okula gitmeyi istemeyen çocuğunuzu kesinlikle suçlamayın. Bunu bir kusur veya eksiklik olarak algılamayın. Bu durumun her öğrencinin başına gelebileceğini ve çözümünün mümkün olduğunu dile getirin. Bedensel ve psikolojik belirtilerin yoğun yaşandığı günlerde okula gitmemesi uygun bir davranıştır; ancak çocuğun evde kalmaya "alışmasına" da fırsat verilmemelidir. Çocuğun evde kaldığı her günün, onu derslerinden uzaklaştıracağını ve bunun zamanla ciddi bir sorun yaratacağını bilmesi gerekmektedir.
Çocuğunuzla birlikte okula alışma çalışmalarının nasıl olacağı konusunda konuşup karar verin. Okula gitmek istemeyen bir çocuk, anne babası dışında bir yakını ile "okula alışma" çalışmaları yapabilir. Örneğin ilk gün bir saat, ikinci gün 2 saat kadar yanında birisi ile okulda vakit geçirebilir. Giderek daha fazla zamanını okulda geçirmeye alışan çocuk; ardından yalnız başına okulda kaldığı süreleri artırarak korkuyu yenme yoluna gidebilir. Okul ile ailenin işbirliğini gerekli kılan bu uygulama genellikle olumlu sonuç verir.
Okula yönelik olarak ortaya çıkan bu sorunun altında çok özel bir neden yatabilir. Buna rağmen sizin en büyük yardımcınız çocuğunuzun öğretmenidir. Onu durumdan haberdar edin ve yardımını isteyin.
Okulla ilgili kişisel endişeleriniz varsa mutlaka gideriniz. Okul hakkında olumsuz düşüncelere sahip olan anne babalar çok dikkatli davransalar da bu olumsuz eğilimlerini çocuklarına aktarırlar.
Çocuğunuza okula gitmesinin nedenleri konusunda gerçekçi bilgiler verin. Okulu eğlenceli bir oyun parkı gibi algılamasına neden olabilecek düşsel yorumlar yapmayın.
Çocuğunuzun akademik başarısı ile ilgili yüksek beklentilerinizin çocuğunuzu korkutmasına izin vermeyin. Sizin beklediklerinizi veremeyeceğine inanan çocuk, sınıfta yaşayacağı "başarısızlık kaygısı" ile baş edemez.
Aile üyelerinden birinin yoğun olarak yaşadığı depresyon, takıntı, panik atak gibi bozukluklar, çocuğun okul fobisinin ortaya çıkmasında uygun zemin oluşturur. Böyle bir durum söz konusu ise, bir an önce psikolojik destek alın.
Zamanında çözümlenemeyen okul fobisi ergenlik döneminde daha kritik boyutta karşımıza çıkar. Çocuğunuzun yaşadığı bu sorunu sakın sonraya bırakmayın. "Zamanla geçer" tarzında tuzak kurucu düşüncelere kapılmayın.