Avrupa Uzay Ajansı ESA, yeni eğitim programıyla uzaya gitmek üzere yeni astronotlar yetiştiriyor. Astronot adayları arasında genç bir kadın olan İtalyan Samantha Cristoforetti de var.
Samantha Cristoforetti, astronot olmayı çok küçük yaşlarda aklına koyduğunu söylüyor. “Bu benim çocukluk hayalimdi ve hep bu hayale tutundum” diyen Cristoforetti bu çocukluk düşünü gerçekleştirmeye çok yaklaştığına hala tam inanamıyor.
32 yaşındaki Cristoforetti, Avrupa Uzay Ajansı'nın yirmi yıllık aradan sonra başlattığı astronotluk eğitimine alınmayı başarmış. Eğitim ilk etapta teori ağırlıklı. Bir sonraki aşamadaysa pratik ön plana çıkacak.
Eğitim merkezinde, mavi astronot tulumuyla gururla dolaşan Samantha Cristoforetti, Münih, Toulouse ve Moskova'da uzay ve havacılık teknolojisi eğitimi almış ve son yıllarda İtalyan hava kuvvetlerinde jet pilotluğu yapmış.
Zorlu engelleri aşmayı başarmış
Cristoforetti, 2008 yılında Avrupa Uzay Ajansı'nın internette verdiği ilanı görünce, hemen başvurmuş. Cristoforetti, "Dört haftasonu boyunca başvuru formunu düzgün doldurmak için uğraştım. En iyisini yapmak istedim, çünkü başvuruda bulunan 8 bin kişiden sadece bini sürece devam edebildi” diye anlatıyor.
Tek kadın aday
Uzun eleme sürecinin sonunda astronotluğa uygun bulunan altı adaydan beşi erkek. Tek kadın ise Cristoforetti. Diğer arkadaşları Danimarkalı, Alman, Fransız, İngiliz ve İtalyan. Peki farklı ülkelerden gelmeleri aralarında sorun yaratıyor mu? Bu soruyu Samantha Cristoforetti, "Hayır, aramızda kültürel engel veya sınırlar yok. Aramızda ya İngilizce, ya da ortak bir başka dilde konuşuyoruz” sözleriyle yanıtlıyor.
Avrupa kimliğini paylaştıklarını söyleyen Cristoforetti beş dil biliyor ve önümüzdeki yıllarda Avrupa adına uzaya gidecek olmaktan büyük mutluluk duyuyor.
Avrupa'nın uzaya katkısı
Avrupa Uzay Ajansı'nın 2009 yılındaki bütçesi 3,6 milyar euroydu. 18 üye ülke yurttaşlarına bu yıllık 10 eurodan az bir vergi yükü getiriyor. Oysa Amerika Birleşik Devletleri'nde bu oran neredeyse dört kat daha fazla. Bu oran Cristoforetti'yi ürkütmüyor. Nedenini ise şu sözlerle açıklıyor: “Belki çok büyük bir yapıya sahip değiliz. Ancak kalite bakımından çok iyi bir noktadayız. Avrupa uzaycılığa küçük ama çok değerli katkıda bulunabilir.”
Samantha Cristoforetti, astronot olmayı çok küçük yaşlarda aklına koyduğunu söylüyor. “Bu benim çocukluk hayalimdi ve hep bu hayale tutundum” diyen Cristoforetti bu çocukluk düşünü gerçekleştirmeye çok yaklaştığına hala tam inanamıyor.
32 yaşındaki Cristoforetti, Avrupa Uzay Ajansı'nın yirmi yıllık aradan sonra başlattığı astronotluk eğitimine alınmayı başarmış. Eğitim ilk etapta teori ağırlıklı. Bir sonraki aşamadaysa pratik ön plana çıkacak.
Eğitim merkezinde, mavi astronot tulumuyla gururla dolaşan Samantha Cristoforetti, Münih, Toulouse ve Moskova'da uzay ve havacılık teknolojisi eğitimi almış ve son yıllarda İtalyan hava kuvvetlerinde jet pilotluğu yapmış.
Zorlu engelleri aşmayı başarmış
Cristoforetti, 2008 yılında Avrupa Uzay Ajansı'nın internette verdiği ilanı görünce, hemen başvurmuş. Cristoforetti, "Dört haftasonu boyunca başvuru formunu düzgün doldurmak için uğraştım. En iyisini yapmak istedim, çünkü başvuruda bulunan 8 bin kişiden sadece bini sürece devam edebildi” diye anlatıyor.
Tek kadın aday
Uzun eleme sürecinin sonunda astronotluğa uygun bulunan altı adaydan beşi erkek. Tek kadın ise Cristoforetti. Diğer arkadaşları Danimarkalı, Alman, Fransız, İngiliz ve İtalyan. Peki farklı ülkelerden gelmeleri aralarında sorun yaratıyor mu? Bu soruyu Samantha Cristoforetti, "Hayır, aramızda kültürel engel veya sınırlar yok. Aramızda ya İngilizce, ya da ortak bir başka dilde konuşuyoruz” sözleriyle yanıtlıyor.
Avrupa kimliğini paylaştıklarını söyleyen Cristoforetti beş dil biliyor ve önümüzdeki yıllarda Avrupa adına uzaya gidecek olmaktan büyük mutluluk duyuyor.
Avrupa'nın uzaya katkısı
Avrupa Uzay Ajansı'nın 2009 yılındaki bütçesi 3,6 milyar euroydu. 18 üye ülke yurttaşlarına bu yıllık 10 eurodan az bir vergi yükü getiriyor. Oysa Amerika Birleşik Devletleri'nde bu oran neredeyse dört kat daha fazla. Bu oran Cristoforetti'yi ürkütmüyor. Nedenini ise şu sözlerle açıklıyor: “Belki çok büyük bir yapıya sahip değiliz. Ancak kalite bakımından çok iyi bir noktadayız. Avrupa uzaycılığa küçük ama çok değerli katkıda bulunabilir.”