Akne münhasıran yüz, sırt ve göğüs yerini etkileyen yaygın görülen bir cilt illetidir. Kendini sınırlasa da şiddetli seyrettiğinde kalıcı izler ve besbelli kozmetik mesele yaratan akne; hastalarda içtimaî armoni bozukluğu, besbelli gerilim ve anksiyete nedeni olabilir. Akne izlerinin tedavisinde kullanılabilecek formüller arasında; kimyasal peeling, mikroiğneleme teknikleri (dermaroller, dermapen gibi), altın iğne dediğimiz iğneli radyofrekans tedavileri, lazer ve ışık tedavileri, dolgu hususu enjeksiyonları, PRP ve mezoterapi tatbikleri, plazma pratiği üzere seçenekler mevcuttur. Ama her iz ve her hasta ferdî olarak değerlendirilmeli, hastanın yapısına ve akne izinin tipi ve klinik şiddetine nazaran en elverişli tedavi prosedürü planlanmalıdır. Akne izlerinin tedavisinde uygulanan çeşitli metodlar tek başına ya da kombinasyonlar biçiminde uygulanabilir.
Kimyasal peeling:
Kimyasal peeling; birtakım kimyasal ajanlarla yüzeyel lezyonların giderilmesi ve derinin onarılması hedefiyle derinin denetimli hasarı olarak tanımlanabilir. Burada maksat deri tabakalarında istenilen derinliğe kadar hasar oluşturmak ve onarım aşamasında yara güzelleşmesinin avantajlarından faydalanarak çeşitli lezyonların tedavisini sağlamaktır. Bu hedefle en çok kullanılan hususlar; glikolik asit (şeker kamışından elde edilir), laktik asit (süt asiti), malik asit (elma asiti), tartarik asit (üzüm asiti) trikloroasetik asit (TCA) , salisilik asit üzere unsurlardır.
Mikroiğneleme sistemleri:
Deriyi iğneleme yolları 1995 yılından beridir kollajeni uyarmak maksatlı kullanılmaktadır. Süreç üzerinde uzunluğu 0.5-2.5 mm , genişliği 0.1 mm olan mikroiğneler barındıran dermaroller dediğimiz silindirik aparatlarla, ya da iğne uzunluğunun otomatik olarak ayarlanabildiği, deriye çok süratli giriş- çıkışlar yapan dermapen dediğimiz otomatik aparatlarla yapılabilir. Tedavi sırasında derinin yüzey tabakasında hasar olmaksızın denetimli bir biçimde mikrokanallar oluşur. Mikroiğneleme sistemleri bu sayede derinin derin katmanlarında yara algısı oluşturarak yara düzgünleşme sürecini tetikler ve elastin ve yeni kollajen üretimini stimüle eden büyüme faktörlerinin salınımına yol açar.
Fraksiyonel iğneli radyofrekans tedavileri (altın iğne):
Fraksiyonel iğneli radyofrekans cihazları epidermis dediğimiz derinin yüzeyel tabakasında hasar yaratmaksızın, derin katman olan dermiste kollajen ve elastik yapının yenilenmesini uyarırlar. Cihazın ucundaki mikroiğneler ile epidermiste küçük porlar açılır, yalıtımlı iğne uçlarından verilen radyofrekans kuvvetinin ısı tesiri ile kollajenin yine yapılanması uyarılır. İğnelerin uzunlukları inilmek istenen derinliğe nazaran ayarlanır, tatbik sonrası güçle temaslı olarak kızarıklık ve ödem, giderek hafifleyerek 2-4 günde düzelir. Lazer pratiklerindeki üzere kabuklanma olmadığından kişi çevre hayatına kısa vadede dönebilir. Her mevsim pratik yapılabilir.
Fraksiyonel lazerler:
Fraksiyonel CO2 ve Er- YAG lazerler bu maksatla sık tercih edilirler. Bu sistemler derini yüzey tabakası olan epidermisi hasarlarlar ve dermis tabakasına ulaşan ısı gücü ile dermiste kollajeni uyarırlar. Cilt yenileme ve akne izi için ekseriyetle 4 seans gereklidir. Tedavi edici tesirleri 6 ay- 1 yıl devam eder. 3- 4 haftalık aralarla uygulanır. Pratik sonrası kızarıklık ve kabuklanma ortalama 1 haftada güzelleşir. Güneşten korunma değerli olduğu için tatbikin kış aylarında yapılması daha akıllıcadır.
Plasma tedavisi:
Derinin yine yapılandırılması emeliyle uygulanmakta olan yeni bir tedavi formudur. Tatbik eski kollajeni hasarlayarak yeni kollajen üretimin uyarır.
Dolgu unsuru pratikleri:
Orta ve derin seviyedeki izlerin altına dolgu hususları enjekte edilerek çökük meydanın dolması ve gerilmesini sağlayan bir tedavi metodudur.
PRP pratikleri:
PRP bireyden alınan kanın santrifüj süreci sonrası bileşenlerine ayrıştırılması ve elde edilen az ölçüdeki platelet tarafından zenginleştirilmiş plazmanın tekrar tıpkı kimseye enjekte edilmesidir. Ciltte yeni kollajen sentezi sağlayarak daha parlak ve canlı bir görünüm sağlayan PRP; aknelerin, akne izlerinin ve lekelerin azaltılmasında tesirli vce doğal bir tedavi biçimidir. Fraksiyonel lazer, iğneli radyofrekans ve mikroiğneleme metotlarıyla birlikte kullanılabilir ve bu halde tasarruf aktifliği daha da arttırır.
Kimyasal peeling:
Kimyasal peeling; birtakım kimyasal ajanlarla yüzeyel lezyonların giderilmesi ve derinin onarılması hedefiyle derinin denetimli hasarı olarak tanımlanabilir. Burada maksat deri tabakalarında istenilen derinliğe kadar hasar oluşturmak ve onarım aşamasında yara güzelleşmesinin avantajlarından faydalanarak çeşitli lezyonların tedavisini sağlamaktır. Bu hedefle en çok kullanılan hususlar; glikolik asit (şeker kamışından elde edilir), laktik asit (süt asiti), malik asit (elma asiti), tartarik asit (üzüm asiti) trikloroasetik asit (TCA) , salisilik asit üzere unsurlardır.
Mikroiğneleme sistemleri:
Deriyi iğneleme yolları 1995 yılından beridir kollajeni uyarmak maksatlı kullanılmaktadır. Süreç üzerinde uzunluğu 0.5-2.5 mm , genişliği 0.1 mm olan mikroiğneler barındıran dermaroller dediğimiz silindirik aparatlarla, ya da iğne uzunluğunun otomatik olarak ayarlanabildiği, deriye çok süratli giriş- çıkışlar yapan dermapen dediğimiz otomatik aparatlarla yapılabilir. Tedavi sırasında derinin yüzey tabakasında hasar olmaksızın denetimli bir biçimde mikrokanallar oluşur. Mikroiğneleme sistemleri bu sayede derinin derin katmanlarında yara algısı oluşturarak yara düzgünleşme sürecini tetikler ve elastin ve yeni kollajen üretimini stimüle eden büyüme faktörlerinin salınımına yol açar.
Fraksiyonel iğneli radyofrekans tedavileri (altın iğne):
Fraksiyonel iğneli radyofrekans cihazları epidermis dediğimiz derinin yüzeyel tabakasında hasar yaratmaksızın, derin katman olan dermiste kollajen ve elastik yapının yenilenmesini uyarırlar. Cihazın ucundaki mikroiğneler ile epidermiste küçük porlar açılır, yalıtımlı iğne uçlarından verilen radyofrekans kuvvetinin ısı tesiri ile kollajenin yine yapılanması uyarılır. İğnelerin uzunlukları inilmek istenen derinliğe nazaran ayarlanır, tatbik sonrası güçle temaslı olarak kızarıklık ve ödem, giderek hafifleyerek 2-4 günde düzelir. Lazer pratiklerindeki üzere kabuklanma olmadığından kişi çevre hayatına kısa vadede dönebilir. Her mevsim pratik yapılabilir.
Fraksiyonel lazerler:
Fraksiyonel CO2 ve Er- YAG lazerler bu maksatla sık tercih edilirler. Bu sistemler derini yüzey tabakası olan epidermisi hasarlarlar ve dermis tabakasına ulaşan ısı gücü ile dermiste kollajeni uyarırlar. Cilt yenileme ve akne izi için ekseriyetle 4 seans gereklidir. Tedavi edici tesirleri 6 ay- 1 yıl devam eder. 3- 4 haftalık aralarla uygulanır. Pratik sonrası kızarıklık ve kabuklanma ortalama 1 haftada güzelleşir. Güneşten korunma değerli olduğu için tatbikin kış aylarında yapılması daha akıllıcadır.
Plasma tedavisi:
Derinin yine yapılandırılması emeliyle uygulanmakta olan yeni bir tedavi formudur. Tatbik eski kollajeni hasarlayarak yeni kollajen üretimin uyarır.
Dolgu unsuru pratikleri:
Orta ve derin seviyedeki izlerin altına dolgu hususları enjekte edilerek çökük meydanın dolması ve gerilmesini sağlayan bir tedavi metodudur.
PRP pratikleri:
PRP bireyden alınan kanın santrifüj süreci sonrası bileşenlerine ayrıştırılması ve elde edilen az ölçüdeki platelet tarafından zenginleştirilmiş plazmanın tekrar tıpkı kimseye enjekte edilmesidir. Ciltte yeni kollajen sentezi sağlayarak daha parlak ve canlı bir görünüm sağlayan PRP; aknelerin, akne izlerinin ve lekelerin azaltılmasında tesirli vce doğal bir tedavi biçimidir. Fraksiyonel lazer, iğneli radyofrekans ve mikroiğneleme metotlarıyla birlikte kullanılabilir ve bu halde tasarruf aktifliği daha da arttırır.