Nöralterapi insana şahsi, bütüncül, ilmî, doğal, yan etkisiz bir tedavi yaklaşımıdır. Nöral Terapi bir enjeksiyon (iğne) tedavisidir. Nöralterapi, otonom sair bir ismiyle vejetatif hudut sistemine tesir ederek vücudun iç istikrarına kavuşmasını sağlayan lokal (bölgesel) bir enjeksiyon metodudur. Tıpkı hengamda vücudun tamir sistemlerini de harekete geçirerek vücudun kendi kendisini tedavi etmesine müsaade verir. Bu nedenle de tesirleri kalıcıdır. Cilde, organlara, vücuttaki şahsi noktalara, tüm yara ve ameliyat izlerine hastanın durumuna nazaran tatbik yapılmaktadır. Pratiklerde umumiyetle ince küçük insülin iğne uçları kullanılmaktadır. Hedef iğne yapmak değil, nöral sistemde bioelektriksel bir tesir yaratmaktır. İğnenin yapılacağı kesimler hastaya ve şikayetine bağlı olarak değişebilmektedir. Pratik sırasında yapılan enjeksiyonlar direk sonlar içine değil, hadlerin en ağır bulunduğu cilt altı kesimlerine yapılmaktadır. Bu nedenle yan tesiri yok denecek kadar azdır.
Nöralterapide uygulanan iğnenin içeriğinde acıbademden üretilen unsur serum fizyolojikle anlaşılan bir orantıda karıştırılarak uygulanır. Bu nispet binde kırk üzere ufak dozlardadır. Bu husus hudut hücrelerini gerçek formda uyararak had hücrelerini tedavi etmektedir. Burada gaye ölçüsüz uyarılmış had sistemini olağana döndürebilmektir.
Tedavide akupunktur noktaları, vücuttaki kıymetli geçiş noktaları da ele alındığı için akupunkturdan daha tesirli bir metottur.
Nöralterapi tedavisi hastayı bütünsel olarak ele almaktadır. Hastanın geçmişte yaşadığı gerilimler, ruhsal travmalar, günlük ömürde maruz kalınan elektromanyetik alan (trafo, akıllı telefonlar, otoban, trafik, tren rayları vb.) oluşturduğu tesirlerle vücudun zayıf noktalarından ağrı üzere karşılıklar oluşturmaktadır. Örneğin migren, fibromiyalji, depresyon, huzursuz bacak sendromu, geçmeyen kronik bel-boyun-sırt ağrıları, vertigo üzere kronik geçmeyen rahatsızlıklar ortaya çıkmaktadır. Hastalar tabip hekim gezmekte, bir çanta ilaç almakta gelgelelim derdine derman bulamamaktadır. İşte nöralterapi en kolay ağrıdan geçmeyen kronikleşmiş şiddetli ağrılara varana kadar tedavi imkanı sunan bir tedavidir.
Geçirilmiş cerrahi operasyonlar kesi ortamında münasebetiyle tüm vücutta dolaşım bozuklukları yaparak hastalarda geçmeyen ağrılar oluşturmaktadır. Sık gördüğümüz sezeryan omurga ağrıları, bel, kalça ağrıları; burun operasyonları baş boyun ağrılarına neden olmaktadır. Birçok fıtık hastasının, diz hastasının yapılan ameliyatlara karşın ağrılarının geçmemesi bu üzere nedenlere bağlı asıl hastalık nedeninin gayrı olmasından dolayıdır. Tekrar tekrar ameliyat olmakta gelgelelim ağrıları geçmemektedir. Birden fazla hastamda üç-dört kere ameliyat olmasına karşın ağrılarının geçmesi bir yana ağrılarının arttığını gözlemlemekteyim. Bir sefer bile fizik tedavi denmeden ameliyat masasına yatırılan çok bel –boyun fıtığı, diz dertleri olan hasta gördüm. Fizik tedavi, nöralterapi, ozonterapi üzere bir çok alternatif formül bu tip durumlarda kalıcı şifalar ortaya koymaktadır. Halkımızı bilinçlendirmek en evvel bizim üzere ortamında bilirkişi hekimlere düşmektedir. Kaldı ki toplulukta cerrahi operasyon gerektirecek ağrılı hasta popülasyonunda yüzde 5 üzere bir rakamdır. Halkımız nu bahiste bilinçlenmelidir.
Nöralterapi ile bağ dokuda biriken ilaç metabolitleri salınır ve bu sayede toksik unsurların atılımı artırılmış olur. Kronik ilaç tasarrufu olan hastalarda kullanılan ilaç dozu azalmaya başlar. Başkaca bağ dokuda biriken civa üzere toksik hususların de atılımı artar.
Nöralterapi ekolünde barsak ve dişlerdeki ağır hudut sonlanmalarından ötürü kıymeti büyüktür. Barsak sızdırmazlık sendromu hastalarda şişkinlik, barsak sorunları ile seyreden bir durumdur. Günlük hayatta yediğimiz yiyeceklerde bulunan toksik hususlar vakitle barsak duvarında kalıcı hasarlar oluşturur. Barsak bariyerini oluşturan yararlı bakteriler devranla sayıları azalır ve yok olur. Her hastada bu sorgulanmalı ve tedaviye alınmalıdır.
Hastalıklarımızın ve geçmeyen ağrılarımızın temelinde otonom had sisteminde oluşan bio-elektriksel hasarlar konum almaktadır. Hayatımız boyunca geçirdiğimiz mikrobik marazlar, ameliyatlar, kazalar, fizikî ve ruhsal travmalar bio-elektriksel sıkıntılı meydanlara sebep olabilmektedir. Nöralterapi bir enjeksiyon tedavisi olarak algılanabilir lakin gaye iğne yapmak değildir. Hedef bu bio-elektriksel hasarları tedavi etmektir.
Nöral terapi çabucak derhal her illette kullanılabilen bir tedavi metodudur.
Mahsusen klasik tıbbın gayrikâfi kaldığı uzun periyodik, geçmeyen ağrılarda çok faaldir. Hormonal bozukluklarda, sistemik birtakım hastalıklarda da tesirli olur. Umumî sıhhat için hami tesiri de çok yüksektir.
NÖRALTERAPİNİN KULLANILDIĞI ILLETLER
Boyun, sırt ve bel ağrıları üzere kas kökenli ağrıların tedavisinde
Bel ve boyun fıtıklarında ağrıların giderilmesinde
Eklem illetleri (menisküs yırtılması, eklem içindeki sıvının azalması, sporcu yaralanmaları)
Hudut basısına bağlı oluşan ağrıların tedavisi
Romatizmal illetleri tedavisi
Fibromyalji (yaygın kas ağrıları), devamlı yorgunluk hissi ve halsizlik tedavisi
Migren ve tansiyon tipi baş ağrıları,
Trigeminal nevralji,
Fasial paralizi (yüz felci, erken teşhis, 3-6 ay içinde),
Periferal nöropati,
Omuz artrozları,
Tenisçi dirseği ,
Osteoartrit,
Siyatalji,
Depresyon , gerilim
Vücudun toksinlerden arındırılması
Anti-aging (yaşlanmanın önlenmesi)
Nöral terapinin gayesi ikazım sağlamaktır. Enjeksiyonlar ihtarım maksadıyla yapılır.
Nöral terapide çoğunlukla cilde yapılan küçük iğneler ehliyetli olur. Başkaca organlara, vücuttaki tüm yara ve ameliyat izlerine tatbik yapılabilir. Hedef otonom had sisteminde olumlu uyarımı oluşturmaktır.
Nöral terapi bir iğne tedavisi olarak algılanmamalıdır. Ayrıyeten önemli iğne fobisi olanlara dahi rahatlıkla uygulanabilir. İğneler hududa yapılmaz, cild altına yapılır. Kullanılan kısa tesirli lokal anesteziğin (procain) bio-elektriksel tesirinden faydalanılır.
Nöralterapi ile kronik geçmeyen ağrılarınızdan kurtulabilirsiniz.
AĞRISIZ HAYAT: NÖRALTERAPİ
Nöralterapi bireye kişisel, bütüncül, ilmî, doğal, yan etkisiz bir tedavi yaklaşımıdır. Nöral Terapi bir enjeksiyon (iğne) tedavisidir. Nöralterapi, otonom gayrı bir ismiyle vejetatif hudut sistemine tesir ederek vücudun iç istikrarına kavuşmasını sağlayan lokal (bölgesel) bir enjeksiyon usulüdür. Tıpkı devirde vücudun tamir sistemlerini de harekete geçirerek vücudun kendi kendisini tedavi etmesine müsaade verir. Bu nedenle de tesirleri kalıcıdır. Cilde, organlara, vücuttaki hususî noktalara, tüm yara ve ameliyat izlerine hastanın durumuna nazaran tatbik yapılmaktadır. Pratiklerde ekseriyetle ince küçük insülin iğne uçları kullanılmaktadır. Emel iğne yapmak değil, nöral sistemde bioelektriksel bir tesir yaratmaktır. İğnenin yapılacağı kesimler hastaya ve şikayetine bağlı olarak değişebilmektedir. Pratik sırasında yapılan enjeksiyonlar direk sonlar içine değil, hadlerin en ağır bulunduğu cilt altı yerlerine yapılmaktadır. Bu nedenle yan tesiri yok denecek kadar azdır.
Nöralterapide uygulanan iğnenin içeriğinde acıbademden üretilen husus serum fizyolojikle belirli bir nispette karıştırılarak uygulanır. Bu nispet binde kırk üzere ufak dozlardadır. Bu unsur had hücrelerini gerçek biçimde uyararak hudut hücrelerini tedavi etmektedir. Burada gaye çok uyarılmış had sistemini olağana döndürebilmektir.
Tedavide akupunktur noktaları, vücuttaki değerli geçiş noktaları da ele alındığı için akupunkturdan daha tesirli bir yoldur.
Nöralterapi tedavisi hastayı bütünsel olarak ele almaktadır. Hastanın geçmişte yaşadığı gerilimler, ruhsal travmalar, günlük hayatta maruz kalınan elektromanyetik alan (trafo, akıllı telefonlar, otoban, trafik, tren rayları vb.) oluşturduğu tesirlerle vücudun zayıf noktalarından ağrı üzere karşılıklar oluşturmaktadır. Örneğin migren, fibromiyalji, depresyon, huzursuz bacak sendromu, geçmeyen kronik bel-boyun-sırt ağrıları, vertigo üzere kronik geçmeyen rahatsızlıklar ortaya çıkmaktadır. Hastalar tabip hekim gezmekte, bir çanta ilaç almakta lakin derdine derman bulamamaktadır. İşte nöralterapi en yalın ağrıdan geçmeyen kronikleşmiş şiddetli ağrılara varana kadar tedavi imkanı sunan bir tedavidir.
Geçirilmiş cerrahi operasyonlar kesi ortamında hasebiyle tüm vücutta dolaşım bozuklukları yaparak hastalarda geçmeyen ağrılar oluşturmaktadır. Sık gördüğümüz sezeryan omurga ağrıları, bel, kalça ağrıları; burun operasyonları baş boyun ağrılarına neden olmaktadır. Birden fazla fıtık hastasının, diz hastasının yapılan ameliyatlara karşın ağrılarının geçmemesi bu üzere nedenlere bağlı asıl hastalık nedeninin diğer olmasından dolayıdır. Tekrar tekrar ameliyat olmakta lakin ağrıları geçmemektedir. Birden fazla hastamda üç-dört defa ameliyat olmasına karşın ağrılarının geçmesi bir yana ağrılarının arttığını gözlemlemekteyim. Bir kere bile fizik tedavi denmeden ameliyat masasına yatırılan çok bel –boyun fıtığı, diz dertleri olan hasta gördüm. Fizik tedavi, nöralterapi, ozonterapi üzere bir çok alternatif metot bu tip durumlarda kalıcı şifalar ortaya koymaktadır. Halkımızı bilinçlendirmek en evvel bizim üzere yerinde bilirkişi hekimlere düşmektedir. Kaldı ki toplulukta cerrahi operasyon gerektirecek ağrılı hasta popülasyonunda yüzde 5 üzere bir rakamdır. Halkımız nu mevzuda bilinçlenmelidir.
Nöralterapi ile bağ dokuda biriken ilaç metabolitleri salınır ve bu sayede toksik hususların atılımı artırılmış olur. Kronik ilaç tasarrufu olan hastalarda kullanılan ilaç dozu azalmaya başlar. Ayrıyeten bağ dokuda biriken civa üzere toksik hususların de atılımı artar.
Nöralterapi ekolünde barsak ve dişlerdeki ağır had sonlanmalarından ötürü değeri büyüktür. Barsak sızdırmazlık sendromu hastalarda şişkinlik, barsak sorunları ile seyreden bir durumdur. Günlük hayatta yediğimiz yiyeceklerde bulunan toksik unsurlar devranla barsak duvarında kalıcı hasarlar oluşturur. Barsak bariyerini oluşturan yararlı bakteriler vakitle sayıları azalır ve yok olur. Her hastada bu sorgulanmalı ve tedaviye alınmalıdır.
Hastalıklarımızın ve geçmeyen ağrılarımızın temelinde otonom hudut sisteminde oluşan bio-elektriksel hasarlar mahal almaktadır. Ömrümüz boyunca geçirdiğimiz mikrobik illetler, ameliyatlar, kazalar, fizikî ve ruhsal travmalar bio-elektriksel sıkıntılı sahalara sebep olabilmektedir. Nöralterapi bir enjeksiyon tedavisi olarak algılanabilir lakin emel iğne yapmak değildir. Emel bu bio-elektriksel hasarları tedavi etmektir.
Nöral terapi çabucak derhal her illette kullanılabilen bir tedavi metodudur.
Münhasıran klasik tıbbın gayrikâfi kaldığı uzun vadeli, geçmeyen ağrılarda çok aktiftir. Hormonal bozukluklarda, sistemik birtakım hastalıklarda da tesirli olur. Umum sıhhat için kollayıcı tesiri de çok yüksektir.
NÖRALTERAPİNİN KULLANILDIĞI ILLETLER
Boyun, sırt ve bel ağrıları üzere kas kökenli ağrıların tedavisinde
Bel ve boyun fıtıklarında ağrıların giderilmesinde
Eklem marazları (menisküs yırtılması, eklem içindeki sıvının azalması, sporcu yaralanmaları)
Had basısına bağlı oluşan ağrıların tedavisi
Romatizmal illetleri tedavisi
Fibromyalji (yaygın kas ağrıları), devamlı yorgunluk hissi ve halsizlik tedavisi
Migren ve tansiyon tipi baş ağrıları,
Trigeminal nevralji,
Fasial paralizi (yüz felci, erken teşhis, 3-6 ay içinde),
Periferal nöropati,
Omuz artrozları,
Tenisçi dirseği ,
Osteoartrit,
Siyatalji,
Depresyon , gerilim
Vücudun toksinlerden arındırılması
Anti-aging (yaşlanmanın önlenmesi)
Nöral terapinin gayesi ihtarım sağlamaktır. Enjeksiyonlar ikazım emeliyle yapılır.
Nöral terapide çoğunlukla cilde yapılan küçük iğneler yerinde olur. Ayrıyeten organlara, vücuttaki tüm yara ve ameliyat izlerine pratik yapılabilir. Hedef otonom had sisteminde olumlu uyarımı oluşturmaktır.
Nöral terapi bir iğne tedavisi olarak algılanmamalıdır. Ayrıyeten önemli iğne fobisi olanlara dahi rahatlıkla uygulanabilir. İğneler sona yapılmaz, cild altına yapılır. Kullanılan kısa tesirli lokal anesteziğin (procain) bio-elektriksel tesirinden faydalanılır.
Nöralterapi ile kronik geçmeyen ağrılarınızdan kurtulabilirsiniz.
Nöralterapide uygulanan iğnenin içeriğinde acıbademden üretilen unsur serum fizyolojikle anlaşılan bir orantıda karıştırılarak uygulanır. Bu nispet binde kırk üzere ufak dozlardadır. Bu husus hudut hücrelerini gerçek formda uyararak had hücrelerini tedavi etmektedir. Burada gaye ölçüsüz uyarılmış had sistemini olağana döndürebilmektir.
Tedavide akupunktur noktaları, vücuttaki kıymetli geçiş noktaları da ele alındığı için akupunkturdan daha tesirli bir metottur.
Nöralterapi tedavisi hastayı bütünsel olarak ele almaktadır. Hastanın geçmişte yaşadığı gerilimler, ruhsal travmalar, günlük ömürde maruz kalınan elektromanyetik alan (trafo, akıllı telefonlar, otoban, trafik, tren rayları vb.) oluşturduğu tesirlerle vücudun zayıf noktalarından ağrı üzere karşılıklar oluşturmaktadır. Örneğin migren, fibromiyalji, depresyon, huzursuz bacak sendromu, geçmeyen kronik bel-boyun-sırt ağrıları, vertigo üzere kronik geçmeyen rahatsızlıklar ortaya çıkmaktadır. Hastalar tabip hekim gezmekte, bir çanta ilaç almakta gelgelelim derdine derman bulamamaktadır. İşte nöralterapi en kolay ağrıdan geçmeyen kronikleşmiş şiddetli ağrılara varana kadar tedavi imkanı sunan bir tedavidir.
Geçirilmiş cerrahi operasyonlar kesi ortamında münasebetiyle tüm vücutta dolaşım bozuklukları yaparak hastalarda geçmeyen ağrılar oluşturmaktadır. Sık gördüğümüz sezeryan omurga ağrıları, bel, kalça ağrıları; burun operasyonları baş boyun ağrılarına neden olmaktadır. Birçok fıtık hastasının, diz hastasının yapılan ameliyatlara karşın ağrılarının geçmemesi bu üzere nedenlere bağlı asıl hastalık nedeninin gayrı olmasından dolayıdır. Tekrar tekrar ameliyat olmakta gelgelelim ağrıları geçmemektedir. Birden fazla hastamda üç-dört kere ameliyat olmasına karşın ağrılarının geçmesi bir yana ağrılarının arttığını gözlemlemekteyim. Bir sefer bile fizik tedavi denmeden ameliyat masasına yatırılan çok bel –boyun fıtığı, diz dertleri olan hasta gördüm. Fizik tedavi, nöralterapi, ozonterapi üzere bir çok alternatif formül bu tip durumlarda kalıcı şifalar ortaya koymaktadır. Halkımızı bilinçlendirmek en evvel bizim üzere ortamında bilirkişi hekimlere düşmektedir. Kaldı ki toplulukta cerrahi operasyon gerektirecek ağrılı hasta popülasyonunda yüzde 5 üzere bir rakamdır. Halkımız nu bahiste bilinçlenmelidir.
Nöralterapi ile bağ dokuda biriken ilaç metabolitleri salınır ve bu sayede toksik unsurların atılımı artırılmış olur. Kronik ilaç tasarrufu olan hastalarda kullanılan ilaç dozu azalmaya başlar. Başkaca bağ dokuda biriken civa üzere toksik hususların de atılımı artar.
Nöralterapi ekolünde barsak ve dişlerdeki ağır hudut sonlanmalarından ötürü kıymeti büyüktür. Barsak sızdırmazlık sendromu hastalarda şişkinlik, barsak sorunları ile seyreden bir durumdur. Günlük hayatta yediğimiz yiyeceklerde bulunan toksik hususlar vakitle barsak duvarında kalıcı hasarlar oluşturur. Barsak bariyerini oluşturan yararlı bakteriler devranla sayıları azalır ve yok olur. Her hastada bu sorgulanmalı ve tedaviye alınmalıdır.
Hastalıklarımızın ve geçmeyen ağrılarımızın temelinde otonom had sisteminde oluşan bio-elektriksel hasarlar konum almaktadır. Hayatımız boyunca geçirdiğimiz mikrobik marazlar, ameliyatlar, kazalar, fizikî ve ruhsal travmalar bio-elektriksel sıkıntılı meydanlara sebep olabilmektedir. Nöralterapi bir enjeksiyon tedavisi olarak algılanabilir lakin gaye iğne yapmak değildir. Hedef bu bio-elektriksel hasarları tedavi etmektir.
Nöral terapi çabucak derhal her illette kullanılabilen bir tedavi metodudur.
Mahsusen klasik tıbbın gayrikâfi kaldığı uzun periyodik, geçmeyen ağrılarda çok faaldir. Hormonal bozukluklarda, sistemik birtakım hastalıklarda da tesirli olur. Umumî sıhhat için hami tesiri de çok yüksektir.
NÖRALTERAPİNİN KULLANILDIĞI ILLETLER
Boyun, sırt ve bel ağrıları üzere kas kökenli ağrıların tedavisinde
Bel ve boyun fıtıklarında ağrıların giderilmesinde
Eklem illetleri (menisküs yırtılması, eklem içindeki sıvının azalması, sporcu yaralanmaları)
Hudut basısına bağlı oluşan ağrıların tedavisi
Romatizmal illetleri tedavisi
Fibromyalji (yaygın kas ağrıları), devamlı yorgunluk hissi ve halsizlik tedavisi
Migren ve tansiyon tipi baş ağrıları,
Trigeminal nevralji,
Fasial paralizi (yüz felci, erken teşhis, 3-6 ay içinde),
Periferal nöropati,
Omuz artrozları,
Tenisçi dirseği ,
Osteoartrit,
Siyatalji,
Depresyon , gerilim
Vücudun toksinlerden arındırılması
Anti-aging (yaşlanmanın önlenmesi)
Nöral terapinin gayesi ikazım sağlamaktır. Enjeksiyonlar ihtarım maksadıyla yapılır.
Nöral terapide çoğunlukla cilde yapılan küçük iğneler ehliyetli olur. Başkaca organlara, vücuttaki tüm yara ve ameliyat izlerine tatbik yapılabilir. Hedef otonom had sisteminde olumlu uyarımı oluşturmaktır.
Nöral terapi bir iğne tedavisi olarak algılanmamalıdır. Ayrıyeten önemli iğne fobisi olanlara dahi rahatlıkla uygulanabilir. İğneler hududa yapılmaz, cild altına yapılır. Kullanılan kısa tesirli lokal anesteziğin (procain) bio-elektriksel tesirinden faydalanılır.
Nöralterapi ile kronik geçmeyen ağrılarınızdan kurtulabilirsiniz.
AĞRISIZ HAYAT: NÖRALTERAPİ
Nöralterapi bireye kişisel, bütüncül, ilmî, doğal, yan etkisiz bir tedavi yaklaşımıdır. Nöral Terapi bir enjeksiyon (iğne) tedavisidir. Nöralterapi, otonom gayrı bir ismiyle vejetatif hudut sistemine tesir ederek vücudun iç istikrarına kavuşmasını sağlayan lokal (bölgesel) bir enjeksiyon usulüdür. Tıpkı devirde vücudun tamir sistemlerini de harekete geçirerek vücudun kendi kendisini tedavi etmesine müsaade verir. Bu nedenle de tesirleri kalıcıdır. Cilde, organlara, vücuttaki hususî noktalara, tüm yara ve ameliyat izlerine hastanın durumuna nazaran tatbik yapılmaktadır. Pratiklerde ekseriyetle ince küçük insülin iğne uçları kullanılmaktadır. Emel iğne yapmak değil, nöral sistemde bioelektriksel bir tesir yaratmaktır. İğnenin yapılacağı kesimler hastaya ve şikayetine bağlı olarak değişebilmektedir. Pratik sırasında yapılan enjeksiyonlar direk sonlar içine değil, hadlerin en ağır bulunduğu cilt altı yerlerine yapılmaktadır. Bu nedenle yan tesiri yok denecek kadar azdır.
Nöralterapide uygulanan iğnenin içeriğinde acıbademden üretilen husus serum fizyolojikle belirli bir nispette karıştırılarak uygulanır. Bu nispet binde kırk üzere ufak dozlardadır. Bu unsur had hücrelerini gerçek biçimde uyararak hudut hücrelerini tedavi etmektedir. Burada gaye çok uyarılmış had sistemini olağana döndürebilmektir.
Tedavide akupunktur noktaları, vücuttaki değerli geçiş noktaları da ele alındığı için akupunkturdan daha tesirli bir yoldur.
Nöralterapi tedavisi hastayı bütünsel olarak ele almaktadır. Hastanın geçmişte yaşadığı gerilimler, ruhsal travmalar, günlük hayatta maruz kalınan elektromanyetik alan (trafo, akıllı telefonlar, otoban, trafik, tren rayları vb.) oluşturduğu tesirlerle vücudun zayıf noktalarından ağrı üzere karşılıklar oluşturmaktadır. Örneğin migren, fibromiyalji, depresyon, huzursuz bacak sendromu, geçmeyen kronik bel-boyun-sırt ağrıları, vertigo üzere kronik geçmeyen rahatsızlıklar ortaya çıkmaktadır. Hastalar tabip hekim gezmekte, bir çanta ilaç almakta lakin derdine derman bulamamaktadır. İşte nöralterapi en yalın ağrıdan geçmeyen kronikleşmiş şiddetli ağrılara varana kadar tedavi imkanı sunan bir tedavidir.
Geçirilmiş cerrahi operasyonlar kesi ortamında hasebiyle tüm vücutta dolaşım bozuklukları yaparak hastalarda geçmeyen ağrılar oluşturmaktadır. Sık gördüğümüz sezeryan omurga ağrıları, bel, kalça ağrıları; burun operasyonları baş boyun ağrılarına neden olmaktadır. Birden fazla fıtık hastasının, diz hastasının yapılan ameliyatlara karşın ağrılarının geçmemesi bu üzere nedenlere bağlı asıl hastalık nedeninin diğer olmasından dolayıdır. Tekrar tekrar ameliyat olmakta lakin ağrıları geçmemektedir. Birden fazla hastamda üç-dört defa ameliyat olmasına karşın ağrılarının geçmesi bir yana ağrılarının arttığını gözlemlemekteyim. Bir kere bile fizik tedavi denmeden ameliyat masasına yatırılan çok bel –boyun fıtığı, diz dertleri olan hasta gördüm. Fizik tedavi, nöralterapi, ozonterapi üzere bir çok alternatif metot bu tip durumlarda kalıcı şifalar ortaya koymaktadır. Halkımızı bilinçlendirmek en evvel bizim üzere yerinde bilirkişi hekimlere düşmektedir. Kaldı ki toplulukta cerrahi operasyon gerektirecek ağrılı hasta popülasyonunda yüzde 5 üzere bir rakamdır. Halkımız nu mevzuda bilinçlenmelidir.
Nöralterapi ile bağ dokuda biriken ilaç metabolitleri salınır ve bu sayede toksik hususların atılımı artırılmış olur. Kronik ilaç tasarrufu olan hastalarda kullanılan ilaç dozu azalmaya başlar. Ayrıyeten bağ dokuda biriken civa üzere toksik hususların de atılımı artar.
Nöralterapi ekolünde barsak ve dişlerdeki ağır had sonlanmalarından ötürü değeri büyüktür. Barsak sızdırmazlık sendromu hastalarda şişkinlik, barsak sorunları ile seyreden bir durumdur. Günlük hayatta yediğimiz yiyeceklerde bulunan toksik unsurlar devranla barsak duvarında kalıcı hasarlar oluşturur. Barsak bariyerini oluşturan yararlı bakteriler vakitle sayıları azalır ve yok olur. Her hastada bu sorgulanmalı ve tedaviye alınmalıdır.
Hastalıklarımızın ve geçmeyen ağrılarımızın temelinde otonom hudut sisteminde oluşan bio-elektriksel hasarlar mahal almaktadır. Ömrümüz boyunca geçirdiğimiz mikrobik illetler, ameliyatlar, kazalar, fizikî ve ruhsal travmalar bio-elektriksel sıkıntılı sahalara sebep olabilmektedir. Nöralterapi bir enjeksiyon tedavisi olarak algılanabilir lakin emel iğne yapmak değildir. Emel bu bio-elektriksel hasarları tedavi etmektir.
Nöral terapi çabucak derhal her illette kullanılabilen bir tedavi metodudur.
Münhasıran klasik tıbbın gayrikâfi kaldığı uzun vadeli, geçmeyen ağrılarda çok aktiftir. Hormonal bozukluklarda, sistemik birtakım hastalıklarda da tesirli olur. Umum sıhhat için kollayıcı tesiri de çok yüksektir.
NÖRALTERAPİNİN KULLANILDIĞI ILLETLER
Boyun, sırt ve bel ağrıları üzere kas kökenli ağrıların tedavisinde
Bel ve boyun fıtıklarında ağrıların giderilmesinde
Eklem marazları (menisküs yırtılması, eklem içindeki sıvının azalması, sporcu yaralanmaları)
Had basısına bağlı oluşan ağrıların tedavisi
Romatizmal illetleri tedavisi
Fibromyalji (yaygın kas ağrıları), devamlı yorgunluk hissi ve halsizlik tedavisi
Migren ve tansiyon tipi baş ağrıları,
Trigeminal nevralji,
Fasial paralizi (yüz felci, erken teşhis, 3-6 ay içinde),
Periferal nöropati,
Omuz artrozları,
Tenisçi dirseği ,
Osteoartrit,
Siyatalji,
Depresyon , gerilim
Vücudun toksinlerden arındırılması
Anti-aging (yaşlanmanın önlenmesi)
Nöral terapinin gayesi ihtarım sağlamaktır. Enjeksiyonlar ikazım emeliyle yapılır.
Nöral terapide çoğunlukla cilde yapılan küçük iğneler yerinde olur. Ayrıyeten organlara, vücuttaki tüm yara ve ameliyat izlerine pratik yapılabilir. Hedef otonom had sisteminde olumlu uyarımı oluşturmaktır.
Nöral terapi bir iğne tedavisi olarak algılanmamalıdır. Ayrıyeten önemli iğne fobisi olanlara dahi rahatlıkla uygulanabilir. İğneler sona yapılmaz, cild altına yapılır. Kullanılan kısa tesirli lokal anesteziğin (procain) bio-elektriksel tesirinden faydalanılır.
Nöralterapi ile kronik geçmeyen ağrılarınızdan kurtulabilirsiniz.